Web sitemize hoşgeldiniz, 19 Nisan 2024
Anasayfa » Ünlü Sözleri » Kahraman Tazeoğlu Sözleri

Kahraman Tazeoğlu Sözleri

Kahraman Tazeoğlu Sözleri

Sayfa İçeriği: Kahraman Tazeoğlu Sözleri, Kahraman Tazeoğlu Aşk Sözleri, Kahraman Tazeoğlu Sözleri Güzel, Anlamlı Kahraman Tazeoğlu Sözleri, Kahraman Tazeoğlu Sözleri 2017, Etkileyici Kahraman Tazeoğlu Sözleri, Kısa Kahraman Tazeoğlu Sözleri, Yeni Kahraman Tazeoğlu Sözleri

Bu sayfamızda yazdığı aşk kitapları ile büyük beğeni toplayan Kahraman Tazeoğlu’nun sözlerinden oluşan bir yazı derledik. Bu sayfamızdaki Kahraman Tazeoğlu Aşk Sözlerini facebook, twitter, instagram ve diğer sosyal medyalarda sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz.

Kahraman Tazeoğlu Sözleri

Bazen bir yara öldürmez belki ama bütün bir hayatı elinden alır.

Aşkta gurur yoktur diyeceksin. Haklısın. Ben de senin gibi düşünüyorum ama vakti zamanında gururumu kıran birine geri dönecek kadar da gurursuz değilim.

Yeryüzünde öyle insanlar var ki kanatlanıp uçsam ‘Yürüyemiyor ki!’ Diye eleştirirler.

Senden aldıklarımı başkalarına veremem. Senin için doğduğuma inanırken başkasına ölemem.

Kaybettiğiniz halde bir gün döneceğine inandığınız insanlar vardır. Ansızın kalbimize misafir oluveren ve hiç ummadığımız bir anda içimizden çıkıp giden. İşte bu yüzden sevmek bize kaybetmeyi de öğretir.

Beynin düşünemediği her şeyin cezasını kalp çeker. Düşünmek beyni acıtmaz ama düşünmemek kalbi yorar.

Kırık bir kalbi başka bir kalple onarmaya çalışınca ortaya iki kırık kalp çıkıyormuş bunu anladım.

Gülsen gamzelerine gömülürdüm, ağlasan yanaklarından yuvarlanırdım. O yüzden hep gidecekmişsin gibi bakıp, hiç gitmeyecekmişsin gibi tutundum gözlerine.

Geçmişten edindiğimiz tecrübeleri unutmamalıyız. Geçmiş, geleceğe köprüdür. O köprüden geçmek cesaret, cesaretse tecrübe ister.

Kalbimi ezmene, üstüne basa basa içimden geçmene razı oldum. Ruhumda açtığın yaraları bile sevecek kadar çok sevdim seni.

Günün birinde mutlaka boğulacakmışım gibi yüzüp, aynı zamanda hiç batmayacakmışım gibi kulaç attım o deniz gözlerinde.

Seni korkarak sevdiğim doğrudur. Kaybetme korkusuyla, kazanma arzusunun savaşıydı içimdeki.

Bir şarkıdan ezberlemiş gibiydim adını, benim olmayan, bana söylenmeyen ama hep benimmiş gibi duran bir şarkıdan.

Seni ne kadar çok sevdiğimi kelimelere dökmedim. Okumanı değil görmeni istedim. Güzel sözlerle şiir gibi konuşup başını döndürmedim. Kendimi gözümden silip hep seni yücelttim. Çünkü gözünde değil gönlünde büyümek istedim.

Canını, hiç düşünmeden sevdiğin biri için feda edemiyorsan, canını sevdiğin kişiden daha kıymetli görüyorsun demektir.

Sen çölünü içinde taşıyordun ve benim suyum sana hiçbir zaman yetmeyecekti. Ama sevgim çoktu. Hayır, hayır! Çok bile azdı.

İnsan bir başkası için nelerden vazgeçebildiği onun karakterini gösterir. Seni sen yapan biriktirdiklerin değil, vazgeçtiklerindir unutma.

Kimseye öykünmeden, şairlerin aşkı anlatan şiirlerine yüz çevirerek, şarkılara inat, filmlere uzak, tecrübe edilmemiş bir duyguyla… Yani, kendi imkanlarımla sevdim seni.

Şu hayatın bize en büyük darbesi beklediklerimizin hiçbir zaman gelmemesi, gelenlerin ise bizi hiç hak etmemesidir.

Seni gözümde yaş diye taşısam bile başkalarına içimi asla dökmeyeceğim.

Varlığına saklanıp, yokluğuna sığınırcasına sevdim. İçimdeki kalabalığın, bir gün yokluğunun çokluğu olacağını bile bile sevdim. “Vereceği mutsuzluk yokluğundan iyidir” dedim.

Bazı insanlar hiç başlamayan hayatlarının bitmesinden korkarlar.

Seni tutamadığım sözler gibi değil, kendime ettiğim yeminler gibi saklayacağım.

Belki tenimin tuzunda hiç olmayacaksın ama dudağımın kenarında taşıdığım mutlu gülüşün adı olarak kalacaksın. Kimseler bilmeyecek o gülümseyişin varlık sebebini.

Aşk ruhun kanıdır sevdiğim. www.sevgimesajlarim.com kahraman tazeoğlu sözleri güzel olur.

Ben sana hayatımı verdim, sen onu başkasının çöpüne attın.

Bana sevmeyi sen öğretmiştin. Söyle! Senden öğrendiklerimle başkalarını mı seveceğim? Hayır bunu yapamam. Senden aldıklarımı başkalarına veremem. Senin için doğduğuma inanırken başkasına ölemem.

İnsan her sabah yaşamak için gözlerini açar ama kimse geceleri ölmek için uykuya dalmaz. Uyumak için değil uyanmak için uyuruz.

Seni kimsede aramayacağım. Aramayacağım gibi kimsenin de bende ki seni görmesine müsaade etmeyeceğim. Seni saklayacağım şiirlerimde, seyrettiğim filmlerde, sustuğum gecelerde.

Dün söylediklerimi duymayanlar bugün neden sustuğumu da anlamayacaklar.

Keşkeler bir dilek ağacı olsaydı, dilek ağacına dönmüştüm çoktan.

Ben ne geçmişimde yer etmiş olan seni, ne de geleceğimde olmayacak olan seni unuturum. Rabb’ime sığındıkça anılarımıza sahip çıkacak gücü de bulurum.

Başkasının öyküleri ile kendi gerçeğini arama.

Hala geçmişte yaşıyorsan geçmiş hala geçmemiş demektir. Ben geçmişimi geleceğimin yerine koyar mutlu olurum.

Aslında nereye varmayı başaramamışsa orayı özlüyor insan.

Zamana bırak her şeyi. Ama şunu da sakın unutma: zaman bazı şeyleri bize getirdiği gibi bazı şeyleri bizden götürür.

Aldatılan insan aldatanından umudu keser, onu kendinin çok dışında bir yerlere gönderir.

Sen bensiz yaşıyorsun da ben sensiz ölemiyorum bile inan ki…

Kurduğun hangi cümlenin başına keşke eklemişsen o kadar yanılmışsındır ve o kadar pişman olmuşsun demektir.

Keşke sevmek yetse yeniden kavuşmaya…

Dalından kopan hiçbir şey tekrar o dala yerleşmez. Geriye kalan yapayalnız bir daldır.

Sevmediklerinden uzak durmak kolay. Ama sevdiğinden uzaklaşabilmek çok zor inan.

İçimde biri varken dışımdakini de içime almaya çalıştım ve bu yük bedenim ağır geldi. İçimin taş kaldırımlarına güller ekmeye çalıştım. Kırık bir kalbi başka bir kalple onarmaya çalışınca ortaya iki kırık kalp çıkıyormuş bunu anladım.

Damla kadar aşkımla sana okyanusluk tasladım.

Keşke’ler tırnak gibidir, kestikçe uzar. Bitecekmiş gibi olduğu yerden yeniden başlar. Her yere saçılır ama hiçbir yerden toplanamaz. İçimizi yakarak kendimizi kurtarmaya çalışmaktır keşke.

Yaşadıklarımdan değil, yaşatamadıklarımdan suçluyum.

Hayat belki bana istediğim her şeyi yapabilme özgürlüğünü vermiyor ama dirayetim ve karakterim istemediğim şeylere karşı durmamı sağlıyor.

Tam doğdum, büyüdüm derken ölmek olabiliyor aşk.

Bazen hayat bize istediğimizi seçebilme imkanı sunar. Ama keşke ne istediğimizi seçebilme şansı da sunsaydı.

Karakterin cilasıdır gurur ama önce bir karakterin olması gerekir.

Hayat ciğerime batıyor. Böyle de nefes alınıyor alınıyor da yaşamak zor geliyor işte…

Etrafım söyleyemediğim ölü cümlelerle dolu. Konuşamamanın ağırlığı biniyor üstüme. Susmak da istemiyorum. Susarsam boğulurum biliyorum.

Nasıl bir kelimedir bu keşke? Eksen bitmez, ezsen ölmez…

Fırtınada kaybolmuş bir yelkenli için rüzgarın nereden estiği önemli değildir.

Elindeyken değersiz olan ama kaybettiğinde kıymete binen biri miyim ben senin için? Kıymet bilmek yetmez kıymet vermek de gerekirdi.

Hayat bir kere yaşanır. Yara geçer, susar ama izleri hep konuşur.

Annelik öyle bir duygudur ki sırf bu duyguyu tecrübe edebilmek için, kadın olmanın tüm zorluklarına katlanılabilir.

Kadınlar sevmek için neden aramaz, erkeklerse nedensiz sevemez.

Güzellik insanları birbirine yaklaştırır, karakter ayırır.

Dağların güzelliğini seyretmek huzur verir ama onun içinde kaynayan lavları da unutmamalısın. Yoksa bir gün gelir seni yakar.

Hayatın ne kadar acımasız olduğunu öğreten kişinin aşık olduğumuz kişi olması ne kadar acı…

Kırık bir kalbi yapıştırsan da kan sızar yapıştırmasan da…

Aşk başlangıç gibi yapan bir sondur aslında. İnsanlar hep aynı aşkı yaşar ama sonunda hepsi farklı anar. Bu yüzden başına değil sonuna bakmak lazım aşkın.

Geçmişten edindiğimiz tecrübeleri unutmamalıyız. Geçmiş, geleceğe köprüdür. O köprüden geçmek cesaret, cesaretse tecrübe ister.

Anne var babası varken piç doğurur. Anne var, yokluğun ve sefilliğin içinde insan doğrurur. Hiçbir anne içinden ne çıkacağını bilmez. Ama her anne içinden ne çıkarsa çıksın onu korumak, kollamak ve eğitmek zorundadır. Çünkü annelik emektir.

Benimle neleri kazandığından çok, benim için nelerden vazgeçtiğine bakarım ben.

İnsan cümlelerle de dayak yiyebiliyormuş.

Değişmiyor işte bazı şeyler. Kimi durumlar inceldiği yerden kopmuyor. Severken söyleyememek gibi… Özlerken arayamamak gibi… Yıkılmak üzere olan bir köprü gibi. Ne üzerinden geçebiliyorsun ne üzerinde durabiliyorsun.

Etiketler:

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
Yorumlar
  1. Cengiz dedi ki:

    Severek ve ilgiyle okuduğum bir yazar. Bir kitap bu kadar mı akıcı olur.

Yorumu Cevapla [ Yoruma cevap yazmaktan vazgeç ]