Atatürk’ün Devlet İle İlgili Sözleri

Atatürk’ün Devlet ile ilgili Sözleri, Atatürk’ün Devletle ilgili Sözleri, Atatürk’ün Devlet Sözleri, Atatürk’ün Devletle Alakalı Sözleri, Atatürk’ün Devlet Hakkında Sözleri, Atatürk’ün Devlet ile ilgili Sözleri Resimli
Atatürk’ün Devletle ilgili Sözleri
Hiçbir medeni devlet yoktur ki ordu ve donanmasından önce iktisadiyatını düşünmüş olmasın.
Bir kelime ile ifade etmek gerekirse, diyebiliriz ki yeni Türkiye Devleti bir halk devletidir; halkın devletidir. Mazi kurumları ise bir şahıs devleti idi, şahıslar devleti idi.
Yeni Türkiye Devleti temellerini süngüyle değil süngünün de dayandığı ekonomiyle kuracak.
Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.
Çağdaş bir cumhuriyet kurmak demek, milletin insanca yaşamasını bilmesi, insanca yaşamanın neye bağlı olduğunu öğrenmesi demektir.
Her millet icraatına tahammül ettiği hükümetin mesuliyetine ortaktır.
Büyük devletler kuran ecdadımız büyük ve geniş kapsamlı medeniyetlere de sahip olmuştur. Bunu aramak, tetkik etmek Türklüğe ve cihana bildirmek bizim için bir borçtur.
Ulus tarafından ulus adına devleti yönetmeye yetkili kılınanlar gerektiğinde ulusa hesap vermek zorunda olduklarını bilmelidirler.
Bu devletin halife ile alaka ve münasebeti yoktur. Halkı kendi halinde terk edersek bir adım ileri atamayız. İnkılabın kanunu mevcut kanunların fevkindedir.
Devlet güvenliği sağlamak için, memleketi savunmak için, sağlığı yerinde, gürbüz ve anlayışları, millî hisleri, vatan sevgileri yüksek vatandaşlar ister.
Devlet ve milletin mukadderatında millî irade esas ve hakimdir. Ordu bu millî iradenin koruyucusudur.
Devlet, bütün vatandaşların devletin kanunlarını anlayıp onlara uyma lüzumunu takdir etmelerini, memleketin güvenliği ve savunması için önemli görür.
Devlet, tüm vatandaşların, herhangi bir sanat ve meslekte, zamanımızdaki ilerlemelerin gerektirdiği derecede başarılı olmasıyla ilgilenir.
Dünyaca bilinmektedir ki, bizim devlet idaresindeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır.
Bizim devlet idaresinde takip ettiğimiz prensipleri gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.
Devlet idaresinde bütün kanunlar, nizamlar, ilmin muasır medeniyete temin ettiği esas ve şekillere, dünya ihtiyaçlarına göre yapılır ve tatbik edilir. Din telakkisi vicdani sevgimesajlarim.com olduğundan cumhuriyet, din fikirlerini devlet ve dünya işlerinden ve siyasetten ayrı tutmayı milletimizin muasır terakkisinde başlıca muvaffakiyet görür.
Herhalde devletin siyasi ve fikri hususlarda olduğu gibi, bazı iktisadi işlerde de nazımlığını prensip olarak kabul etmek caiz görülmelidir. Bu takdirde karşı karşıya kalınacak mesele şudur: Devlet ile ferdin karşılıklı sahalarını ayırmak… Devletin bu husustaki faaliyet hududunu çizmek ve bu hususta istinat edeceği kaideleri tespit etmek, diğer taraftan vatandaşın ferdi teşebbüs ve faaliyet hürriyetini tahdit etmemiş olmak, devleti idareye selahiyattar kılınanların düşünüp tayin etmesi lazım gelen meselelerdir.
Prensip olarak devlet, ferdin yerine kaim olmamalıdır. Fakat ferdin inkişafı için umumi şartları göz önünde bulundurmalıdır. Bir de, ferdin şahsi faaliyeti, iktisadi terakkinin esas menbaı olarak kalmalıdır. Fertlerin inkişafına mani olmamak, onların her noktai nazardan olduğu gibi bilhassa iktisadi sahadaki hürriyet ve teşebbüsleri önünde devlet kendi faaliyeti ile bir mani vücuda getirmemek, demokrasi prensibinin en mühim esasıdır. O halde diyebiliriz ki, ferdiyet inkişafının mani karşısında kalmaya başladığı nokta, devlet faaliyetinin hududunu teşkil eder.
Henüz yorum yapılmamış.