Web sitemize hoşgeldiniz, 17 Ocak 2025
Anasayfa » Ünlü Sözleri » İlber Ortaylı Sözleri

İlber Ortaylı Sözleri

İlber Ortaylı Sözleri

İlber Ortaylı’nın sözleri genellikle tarih, kültür, eğitim ve toplumsal yapı üzerine derin düşünceler içerir. İlber Ortaylı sözlerinde bilgiye ve eğitime verdiği önemi, kültürün ve tarihin toplumlar üzerindeki etkilerini vurgular.

İlber Ortaylı Sözleri Kısa

– Türkler umumen tembeldir.

– Spikerler Türkçe konuşmayı bilmiyor.

– Bakana hırsız diyemiyorsan demokrasi yoktur.

– İhtilâlle demokrasi öğrenmek marifet değildir.

– İyi muâmele edildiği yerde azınlıklar erirler.

– Atatürk döneminde Avrupa’da demokrasi falan yoktur.

– Bir toplum, iyi tarih yazıyorsa rafine bir toplum olur.

– İyi muâmele edildiği yerde azınlıklar erirler (asimile olurlar).

– Öyle bir hava vardır; esaret gören kimseler, başkalarını ezmeyi sever.

– 18 yaşını bitiren bir çocuğu, bence tarih okutuyorum diye almak cinayettir.

– Bir toplumun ilerlemesi, bilim ve sanata verdiği değerle doğru orantılıdır.

– Yeni Türkiye diyen ya megalomandır ya tamamen cahildir ya da tımarhaneliktir.

– Bugün müzede düğün yapılmasına izin veren görevli, yarın müzede çamaşır yıkar.

– Bilgi, insana düşünebilme kabiliyeti kazandırır ve tarih, bu düşüncenin temelidir.

– Bir toplumun ilerlemesi, bilimin ve sanatın öneminin farkında olmasıyla mümkündür.

– Tarih, bizi yalnızca geçmişi anlamaya değil, geleceği doğru okumaya da yönlendirir.

– Eğitim, toplumun temel taşıdır ve insanların potansiyellerini keşfetmelerini sağlar.

– Toplumun geri kalmışı, insanlarını yeteneğine göre değerlendiremeyen toplum demektir.

– Bilgi, insanın dünya görüşünü genişletir ve ona daha açık bir bakış açısı kazandırır.

– Kültür, insanın düşünsel ve duygusal dünyasını zenginleştirir ve ona kimlik kazandırır.

– Bir milletin geleceği, gençlerinin bilgiyle donanmış olmasıyla sağlam temellere dayanır.

– Kültürel çeşitlilik, insanlığın zenginliğini ve birbirimize olan bağlarımızı güçlendirir.

– Bir toplumun ilerlemesi, bilgiye ve adaletin sağlanmasına verilen önemle doğru orantılıdır.

– Tarih, geçmişi hatırlatarak toplumların geleceğe daha sağlam adımlarla ilerlemesini sağlar.

– Toplumların kültürel mirası, gelecek nesillere aktarıldıkça güçlenir ve devamlılığını sağlar.

– Bilgi, güçtür; ancak doğru bilgiye sahip olmak, bu gücü etkili bir şekilde kullanmayı sağlar.

– Bizim Milli Eğitim camiamızı yönlendiren adamlar köylüdür. Bunların yüksek bir kültürü yoktur.

– Tarih, insanlığın ortak hafızasıdır ve bu hafıza, geleceği inşa etmek için önemli bir kaynaktır.

– Eğitim, insanların düşünme yetilerini güçlendirir ve sorunlara çözüm bulma kapasitelerini artırır.

– Eğitim, insanların potansiyellerini keşfetmelerini sağlar ve toplumların gelişimine katkıda bulunur.

– Tarih, insanlığın öğretmenidir; geçmişten ders çıkarmayanlar, gelecekte sorunlarla karşılaşabilirler.

– Türkiye’de temel problem şu: Bilgili olanların yetkisi yok, yetkisi olanların çoğunun da bilgisi yok.

– Osmanlıca, sadece Türkçenin Arap harfleriyle yazılmasıdır. Bunun ayrı bir dil olamayacağı çok açıktır.

– Tarihte hiç bir ülke Gazze kadar küçük yüzölçümüyle bu kadar büyük bir trajedi ve acı yaşamış değildir.

– Küçük Asya denen kıtanın üzerinde Türk devletlerinin kuruluşunun hazmedilemediğini çok açık görürsünüz.

– Sultan II. Abdülhamid, Osmanlı İmparatorluğu’nun tarihi mirasının anıtlaşmasına önem veren bir hükümdardı.

– Kültür, bir toplumun ruhunu ve değerlerini yansıtan bir aynadır; bu aynayı korumak ve geliştirmek önemlidir.

İlber Ortaylı Sözleri Anlamlı

– Türkiye’nin içine kapanması, Batı medeniyetini reddetmesi, bir ‘Taliban rejimi’ne dönüşmesi mümkün değildir.

– Birileri çıkmış yakın tarih öğretilmiyor diyor. Yakın tarih değil kardeşim, çocuklara önce tarih öğretilmeli.

– Bir opera eserini icra eden cemiyet, bir çok işi topluca yapabilme ve örgütlenme kâbiliyetine sâhip demektir.

– Eğitim, bir toplumun gelişimindeki en önemli araçtır ve gençlerimizi doğru şekilde eğitmek geleceği şekillendirir.

– Eğitim, toplumun aydınlık yarınları için temel bir taşıyıcıdır; bu nedenle eğitime verilen değer büyük önem taşır.

– Bir toplumun geleceği, gençlerinin eğitim seviyesiyle belirlenir; bu nedenle eğitime verilen önem hayati önem taşır.

– Bilgi, insanları aydınlatır ve bilinçlendirir; bu da toplumların daha adil ve ilerici bir yapıya kavuşmasını sağlar.

– 1950 öncesinin tek partisinden bahsetmek artık politika kürsülerinin değil, 20. Yüzyıl tarihçiliğinin işi olmalıdır.

İlber Ortaylı Kitap Sözleri

– Türkiye’de yaşayıp ‘ben Türk değil, Kürt’üm’ diyebilir, ne var bunda. Şimdi o Kürt oldu diye ben mi Türklük’ten çıkacağım?

– Bilgi, toplumların gelişiminde kilit bir rol oynar; bu nedenle bilgiye erişim ve paylaşımın önündeki engeller kaldırılmalıdır.

– Avrupa dünyasına Türkler dahil miydi? Coğrafya olarak evet, ama Avrupalılığı oluşturan en göze batan olumsuz unsur Türklerdir.

– Türklerin son iki asrı bütün Doğu dünyasında ve Balkanlar’da dikkatle gözden geçirilmesi gereken büyük bir tarihi yolculuktur.

– Tarih, geçmişteki hataları tekrarlamamak için bir uyarıcıdır; bu nedenle tarihi doğru şekilde anlamak ve yorumlamak önemlidir.

– Kültürel çeşitlilik, insanlığın zenginliğini ve birliğini simgeler; bu nedenle kültürel mirasa saygı duymak ve korumak önemlidir.

– Tarih, geçmişin izlerini taşır ve toplumların kimliklerini oluşturur; bu nedenle tarihi doğru anlamak ve değerlendirmek önemlidir.

– Atatürk devrinde tahılla beslenen; incir, üzüm satarak geçinen Türkiye, ufku ve vizyonu itibariyle bugünkünden çok daha ilerideydi.

– Bir toplumun ilerlemesi, bilimin ve teknolojinin doğru kullanımıyla mümkündür; bu da eğitim ve bilgiye verilen önemin göstergesidir.

– Birbirlerini tanımayan, birbirlerinden şüphe eden kitlelerin bulunduğu yerde ne sulhüsalah yani barış, ne de onurlu bir eşitlik olur.

İlber Ortaylı En Çok Paylaşılan Sözleri

– Şu bir gerçek ki Türk Milleti olarak Osmanlı da biziz, Cumhuriyet de biziz. Osman Gazi de Atamız, Fatih de Atamız, Atatürk de Atamız.

– ‘Eğitim seviyesi arttıkça, bizim oylar azalıyor’ cümlesini kuran bir anlayıştan, ülkeyi aydınlık yarınlara taşımasını beklemek ahmaklıktır.

– Cumhuriyet monarşiyi, hükümdarlığı reddedecek ve tenkit edecektir; bu kaçınılmazdır. Fakat bizde maalesef bir müddet sonra ölçü kaçırılmıştır.

– Amerikalılar tarihi iyi yapıyorlar ama tarih yazan bir geçmişleri yok. Türkler de tarih yazdı ama film çeviremiyor. Hollywood endüstrimiz yok çünkü.

– Bulgaristan Halk Cumhuriyeti 300 bin Türk’ü bir anda sınırlarının dışına atmış; Edirne’de sınır kapısının önüne yığarak, gelin, halkınızı alın demiştir. Nitekim aldık da.

– Besleyemeyeceği nüfusu üretmek çok ağır bedeli olan toplumsal bir hatadır. Zira, eğitilemeyen ve beslenemeyen göçmen kalabalıklar eninde sonunda marjinal cemaatlere dönüşürler.

– Orhan Pamuk Hakkında Kendisi İngilizce bilmediği gibi, Türkçe de bilmiyor. Yaşadığı bir toplumun kültüründen haberi olmayan bir yazar, Nobel de alsa doğru eserler ortaya koymaz.

– Türk ordusu ricat etmeyi bilmezdi. İlk defa ricat etmeyi İstiklal Savaşı’nda öğrenmiştir. Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın harp tarihimizdeki büyük katkısı düzenli geri çekilmeyi öğretmesidir.

– Bazen insan nasıl bir iş başardığının farkında olmaz. Keza o gün (Malazgirt Savaşı) Alparslan’a sorsanız on sene sonra Türklerin Sivas’a, iki yüz sene sonra da Balkanlara açılacağını bilemezdi.

– Üniversite tabi ki açılmalıdır, ama Hakkari’nin Kastamonu’nun dağlarına değil. Her yere gidip üniversite kurulmaz. Ankara’ya yirmi tane kurarsın buraya gelen öğrenciler Ankara’nın nimetlerini görür.

– Türkler Avrupalıların sevmediği bir unsurdur. Bu çok açıktır. Çünkü Türkler militan bir kökene sahiptir, askerdir. Yani İranlılar gibi, Araplar gibi Müslüman, pitoresk, literatürü sevilen, egzotik bir unsur değildir.

– Şimdi yoğun bir İngilizce eğitim modası var. Ne var ki herkes böyle yarım yamalak İngilizce öğrense emin olun Türkçe hayli geriler, çünkü abuk sabuk Türkçe konuşmaya başlar ve karıştırırlar; iyi öğrenenler ise Türkçeye İngilizce karıştırmaz.

İlber Ortaylı Uzun

– Türkler olmadan 2. asır tarihi düşünülemez, mümkün değildir. Ama Türklerin kendilerini ifade etmeleri, ortaya koymaları, bir şekilde kendilerini yeniden üretmeleri yazıyla mümkün olduğuna göre, bizde de tarih 6. asra kadar geriye uzanabilir.

– İkinci Dünya Savaşı’nın en belirgin görüntüsü, daha doğrusu zihinlerdeki kalıntısı, tonlarla bombanın neden olduğu harabeler değildir; toplama kamplarındaki cesetler veya Rusya steplerinde sürüklenen sivil esirler arasında kucağında çocuğuyla kurşunlanan analardır.

– O ona bugün Alevi der, öbürü de kalkar başka bir şey der. Türkiye kıtasındaki insanların bu ayrımları kristalize olmamıştır. Fakat, erimiş bitmiş de değildir. Öyle kötü huylara başlarsanız, herkes herkesi öyle bir giydirir ki şaşarsınız. Binaenaleyh çenenizi kısacaksınız.

– Tanzimat hareketi her şeye rağmen Türkiye idaresini modernleştirmek, bir başka deyişle merkezileştirmek yolunda önemli ilerlemeler sağladı. Tanzimat devri görkemle açılıp rezaletle kapanan bir tarihî olaylar bütünü değildir. Hüzünlü ve buhranlı bir atmosferde başladı ve öyle devam etti.

– Sağcıyız, muhafazakarız diyor, hiç zannetmiyorum ben, Yahya Kemal’in muhteşem tasvirini kavrayamadığımız, bu şehri sevip Necip Fazıl gibi ciddiyetle baktığını, kaldırımlarını bile hissettiğini. Solcuyuz diyor; hiç zannetmiyorum ben, Nazım Hikmet veya Orhan Veli gibi severek, özlemle ve ciddiyetle baktığını.

– Hepsinin kendine göre yeni Türkiye’si var. Bunların kimine göre yeni Türkiye kadınların başını örtüp gezdikleri bir yer. Kimine göre herkesin namaz kıldığı bir yer. Kimine göre gökdelenlerin dikildiği bir yer. Kimine göre yeni Türkiye İslam birliğinin başını çeken bir memlekettir. Hepsi tartışılacak şeylerdir. Yeni Türkiye lafını eskiler de ediyordu. Onlar da hayalperestti.

– Şimdi şunun kesin tespiti lazım: Milliyetçi muhafazakar dediğimiz kesimin bizdeki gibi kasabalı, içine kapanık, dünyayı bilmeyen, lisan bilmeyen, yabancı milletleri okumayan, takip etmeyen, onlarla konuşamayan, onlarla birlikte bir mekanı, bir havayı soluyamayan insanlar olması düşünülemez. Yani milliyetçilik aslında çelişkili gibi görünür ama, enternasyonalizmden geçmelidir.

– Liyakata dayanan terfi sistemi tıpkı eski cemiyetteki gibi devam etmektedir ve dolayısıyla da bu toplumda tıpkı eski Osmanlı sistemi gibi sınıflaşma sevgimesajlarim.com meydana gelmemektedir. Yani o anlamda bir sınıflaşma, sâdece belirli sınıfların hâkim olduğu ordular ortaya çıkmamaktadır. Belirli zümreden insanların hâkim olduğu bürokrasiler ortaya çıkmamaktadır. Bu, Osmanlı ve Cumhuriyet Türkiye’si için ortak ve mümtaz bir özelliktir.

Etiketler:

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz