Çocukluğa Özlem Sözleri
Sayfa İçeriği: Çocukluğa Özlem Sözleri, Geçmişe Duyulan Özlem Sözleri, Çocukluğa Özlem İle İlgili Sözler, Çocukluk Özlemi Sözler, Çocukluğa Dair Sözler, Küçüklük Fotoğraflarına Yazılan Sözler, Çocukluğu Özlemek Sözleri, Çocukluk İle İlgili Sözler
Bu sayfamızda insanın yaşamında en güzel günlerini geçirdiği, en saf ve temiz duygularla yaşadığı çocukluğa özlem sözleri içerikli bir yazı hazırladık. Sizlerde çocukluğunuzda unutamadığınız anılarınızı yorum yazarak bizlerle paylaşabilirsiniz.
Çocukluğa Özlem Sözleri
Aslında hiç büyümesek hep çocuk kalsaymışık o zaman çocukluğumuzu özlemezdik.
İnsanın çocukluğunda kalan anılarını özlemle hatırlar. Sonraki yaşlar su misali hızla akıp gider.
Düşünüyorum da biz, büyüyerek çocukluk etmişiz. -Turgut Uyar-
Keşke hep çocuk kalsaydım da; düştüğümde dizim kanasaydı, oyuncuklarım kırıldığında hep ağlasaydım, hayallerim hep uçmak olsaydı.
Çocuk olsam yeniden: “Bir tek düştüğüm için acısa içim. Ve kalbim, çok koştuğum zaman çarpsa sadece. -Cemal Süreya-
Çocukken çabucak büyümek ve adam olmak isterdik. Büyüdük adam olduk şimdi çocuk olup her şeyden uzak olmak istiyoruz.
Çocukluğun en güzel tarafından birisi de istediğin zaman herkesin içinde bağıra bağıra ağlamaktı. Büyüdük karanlıkta sessiz sessiz ağlar olduk.
Geçecek, geçer; bak emanet ömürdeki çocukluğa. -Mehmet Deveci-
Bana geçmişime dönmek için bir şans verseler çocukluğuma döner ve hep orda kalmak isterdim.
Belki şimdiki çocuklar gibi tabletimiz, dijital oyuncaklarımız olmadı ama bizimde çocukluğumuzda elimizin emeği gözümüzün nuru oyuncaklarımız vardı.
Nasıl unuttuysan kırılan kalbini, yaşadığın en kötü, en mutlu günü çocukluğunu da öyle unutacaksın.
Pazar günleri Trt de 7 den 77 de Barış Mançoyu izlemek kadar güzeldi bizim çocukluğumuz.
Akşama kadar oynayıp, akşam yemeğini zor yiyip sonra mışıl mışıl uykuya dalan çocuklarız biz.
Neyi özlüyorum biliyor musunuz: Çocukluğumu; düştüğümde kanayan dizlerimi, okuldan gelip çantamı kenara atarak sokağa daldığım günleri, dondurmacının peşinden koşarak kan ter içinde kaldığım anları, bazen de yaramazlık yapıp babam eve gelmeden uyuduğum günleri özledim.
Sabah doğan günün ışıklarıyla uyanıp, akşam ezanıyla eve giren çocuklardık biz. Özlenmez mi böyle dolu dolu geçen günler.
Hep hayallerde kaldı çocukluğum özlesem de, ağlasam da artık gelmiyor geriye…
Çocukken büyümek istedik, şimdi ise çocuk olmayı…
Ömrünüzde hiçbir zaman doldurulmayacak o boşluk, her zaman anlatılsa hep özlemle dinlenen bir masaldan farksızdı çocukluk.
Bacak kadar olmayı özlemektir. Nedendir niçindir bilinmez özlemektir işte. Öyle otururken aklına gelivermesi aniden küçük ellerin büyük düşlerin kocaman sanılan ufacık deli yüreklerin….
Oynadığın oyunları özlersin, sonra hafif bir gülümsersin ve şimdiki yaşadığın yıllarla çelişirsin, hüzünlenirsin.
Çocukluk aşkın aklına gelir bir türlü ona yaklaşamadığını hatırlarsın.
Çocukluk sorumsuzca, özgürce yaşamanın ve her zaman mutlu olabilmenin özlemidir.
Kimi insan mutlu olduğu zaman özler çocukluğunu, kimi insan hüzünlendiği zaman. Yani hemen hemen her insan çocukluğa özlem duyar.
Çocukluğa özlem duymak nisan yağmurunda ıslanmak gibi, nefesini çekipte hep içinde tutmaya çalışmak gibi, gözlerin uzaklara dalıp ruhunu bunaltan her şeyi unutmak gibi güzel.
Çocukluğu özlemek istediğin ama sahip olamadığın ya da sahip olduğun ama kaybettiğin her şeyi hatırlamak, kocaman olmuşken bile çocukluğundan kalan bir oyuncağa sarılarak ağlamak gibidir.
Çocukken özgürce yapabildiğin ama şimdi yapamadığın şeyleri özlemektir. Annene sarılamıyorsan, babanın nasırlı ellerini tutamıyorsan, aynı masada gülerek yaptığın kahvaltıyı hatırlıyorsan çocukluğunu ölüyorsun.
Çocukluğa özlem duymak büyüdükçe elimizden kayıp giden mutlu günleri özlemektir.
Biliyorsun ki artık uçurtma peşinde koşarken düşüp diz boyu ekinin kokusunu duyamayacaksın. Yüzmek için girdiğin nehirdeki çamurlu sazların yüzüne vurduğundaki kaşınmayı hissetmeyeceksin. Hiç vicdanın sızlamadan sapanla vurduğun kuşun peşinden koşarken yırtılan kollarının, bacaklarının tatlı acısını duymayacak, cumartesi sabahları annenin önüne koyduğu meyveleri dişlerken yıkanan çamaşırın kokusunu almayacaksın. Bu yüzden özlüyorsun o günleri…
Çocukluğu özlemek sokaklarda, çamurlu yollarda oynamayı özlemek…
Çocukluğa özlem duymak bomboş yollarda sabahtan akşama kadar bisiklet sürmek, yaralı dizlerle dolaşmak, komşu çocuklarıyla misket oynamak, kol kola dolaşmak o saf anılarda. Dönmeyecek günlere üzülmek yerine, kokusunu anımsayarak buğulu gözlerle yad etmek.
Henüz yorum yapılmamış.