Web sitemize hoşgeldiniz, 19 Mayıs 2025
Anasayfa » Ünlü Sözleri » Ellen Marie Wiseman Sözleri

Ellen Marie Wiseman Sözleri

Ellen Marie Wiseman Sözleri

Ellen Marie Wiseman, Amerikalı bir yazar olup, duygusal derinliği ve tarihî gerçekçiliğiyle öne çıkan romanlarıyla tanınmaktadır. Kuzey New York’taki Three Mile Bay adlı küçük bir kasabada doğup büyüyen Wiseman, Almanya’dan göç eden bir ailenin ilk kuşak Amerikalı üyesidir. İlkokulu, New York Eyaleti’ndeki son tek odalı okul binalarından birinde okuyarak, okuma ve yazma sevgisini erken yaşlarda keşfetmiştir.

Romanlarında, sıradan insanların olağanüstü koşullar altında verdiği mücadeleleri işlerken, tarihî adaletsizlikleri ve insan ruhunun direncini ön plana çıkarır. İlk romanı The Plum Tree, II. Dünya Savaşı sırasında Almanya’da geçen ve annesinin çocukluk anılarından esinlenen bir hikâyedir. Bu eser, BookBub tarafından All the Light We Cannot See kitabını sevenler için önerilen 13 kitaptan biri olarak seçilmiştir.

Ellen Marie Wiseman Sözleri Özlü

– Acımasız eylemler, ancak kaybederseniz savaş suçu olur. Bu alıntı, savaşın çelişkili doğasına dikkat çeker.

– Kendini korumayı öğrenmek, bazen duvarlar örmekle başlar.

– Gerçeğin ağırlığı, bazen en ağır zincirlerden daha çok yere çeker insanı.

– Hafıza, bazen en acımasız hapishanedir. — Geçmişin yükünü taşımanın ne denli zor olabileceğini anlatan bir metafor.

– Geçmişin hayaletleri yalnızca hatıralarda değil, sessiz bakışlarda da yaşar.— Hatırlamanın sadece sözcüklerle değil, duygularla da mümkün olduğunu ifade eden bir söz.

– Bizi hayatta tutan şey çoğu zaman sevgi değil, onun hatırasıdır.

– Umut, karanlık bir odadaki tek mum ışığıdır.

– İnsan böyle mi akıl hastası oluyor? Engel olamadığı görüntüler ve düşünceler beyninin içinde gezinip duruyor mu?

– Anılar, zamanla değişmez; ama biz değiştikçe onların anlamı değişir.

– Çünkü insanlar anlam veremedikleri şeylerden korkarlar. (Beyaz Filin Gözyaşları)

– En mutlu olanlar başkalarını için en güzel şeyi yapanlardır (Kara Nehir)

– Korku, en çok çocukların gözlerinde büyür.

– Bir annenin yokluğu, bir çocuğun hayatında hiç kapanmayan bir boşluk bırakır.

– Her yara izinde, bir hikâyenin suskun yankısı vardır.

– Hayatın akışına kapılacağım. Yaralarım alıştığım, güzel anlarla kabuk bağlayacak. Çünkü geçmişte yaşarsam, hayatta kalamam.

– Gerçek bazen o kadar acı vericidir ki, insan onu susturmak için kendi zihnine kulaklarını tıkar.— Travmanın yarattığı sessizlik ve bastırılmışlıkla ilgili derin bir gözlem.

– Ama bizim dünyalarımız çok başka… (Erik Ağacı)

– Bazı çocukluklar oyunla değil, korkuyla geçer.— Çocukluk travmalarına dikkat çeken çarpıcı bir tespit.

– En mutlu olanlar başkaları için en çok şey yapanlardır. (Kara Nehir)

– Beden iyileşebilir, ama kalpte açılan yaralar bazen ömür boyu sızlar.

– Her sessiz çocuk, anlatılmamış bir hikâye taşır.

– Hem ne derler bilirsin çocuğum, Tanrı kendi işini görenlere yardım eder. (Yetim Koleksiyoncusu)

– Bazı insanlar, hayat boyu sadece sevilmeyi bekler.

– Bir çocuğun kalbi kırıldığında, sessizce dağılır dünya.

– İnsan en çok, kendine yabancılaştığında kaybolur.

– Gözlerden saklanan gerçek, kalbin yükü olur.

– Korkma,” dedi Maria. ” Bu sonsuza kadar sürecek değil ya. Süremez işte. Ayrıca aşk her şeyden güçlü değil midir? ”

– Akıl hastanesiyle hapishane arasındaki tek fark gözetleme kulesiyle metal çitlerin üstünde kıvrılan dikenli tellerdi.

– Ağla, sorun değil. Üzgün, kızgın ve korkmuş olma hakkın var. Annenin sana yaptıkları adil değildi.

– İyileşmek, unutmak değil; onunla yaşamayı öğrenmektir.— Travmanın silinmeyeceği ama onunla yaşanabileceğini ifade eden umut dolu bir bakış.

– Hayvanlar masum yaratıklar. İnsanlar… şey, onlar masum değiller. Hayvanlar insanlardan daha iyi. (Ardımda Kalanlar)

– Annesinin en sevdiği özlü sözlerden biri şuydu: Hiçbir şeyimiz olmasa bile birlikteyken her şeye sahibiz. (Yetim Koleksiyoncusu)

– Ama ne kadar seversen sev, ne kadar çalışırsan çalış kaderi asla değiştiremezsin. (Erik Ağacı)

– Bazı acılar görünmezdir, ama kalpteki yankısı asla susmaz.— Görünmeyen travmaların kalıcı etkisini vurgulayan bir ifade.

– Güzel hatıralar bile, yeterince acı içinde unutulabilir.

– Gelmiş geçmiş en etkili ilaç sevgidir (Yetim Koleksiyoncusu)

– Ne zormuş insanın kendinde olduğunu ispat etme çabası..

– İnsan bir kez kırıldığında, aynı yerden bir daha güvenemez.

– En karanlık anlarda bile bir kıvılcım umut bulunabilir.— Karanlık temalara rağmen Ellen Marie Wiseman’ın eserlerinde umudun daima var olduğunu gösteren bir satır.

– Bazı duvarlar korumak için değil, unutmak için örülür.

– Hayatın stresinden uzak güvenli bir sığınak yoktur. (Ardımda Kalanlar)

– Bir hatıraya dokunduğunda, bazen bir ömrün acısını hissedersin.

– Bazen sevgi, birini serbest bırakmakla sınanır.— Bağlılıkla özgürlük arasındaki dengeyi anlatan bir içsel mücadele.

– Hiç uçurumun kenarında olduğunuzu hissettiniz mi ? Ya da ayaklarınızın altındaki kaya parçalarının koparak düştüğünü … Ben artık öyle hissediyorum .. Ve artık aklım yerinde mi bilmiyorum ama yüreğimin hala aklı başında ! (Ardımda Kalanlar)

– Kimi zaman susmak, en yüksek haykırışlardan daha çok şey söyler.

– Dünya neredeyse fazla geliyordu. Bu ifade, karakterlerin yaşadığı yoğun duygusal yükü yansıtır.

– İnanç, kaybettiğin her şeye rağmen içindeki bir şeyin hâlâ ayakta kalmasıdır.

– Sadece bir sonraki şeyi yap. Bu söz, karmaşık durumlarla başa çıkmanın en iyi yolunun, sıradaki yapılması gerekeni belirleyip onu gerçekleştirmek olduğunu ifade eder.

– Hayatın akışına kapılacağım. Yaralarım, alıştığım güzel anlarla kabuk bağlayacak. Umarım sık sık güzel anlar yaşarım ve uzun sürerler. Erik Ağacı, Ellen Marie Wiseman (Erik Ağacı)

– Kimi geceler sadece uyumak için değil, unutmak için de uzanırsın yatağa.

– İnsanın doğduğu koşullar tamamen şansa bağlı.. (Yetim Koleksiyoncusu)

– Bazı gözyaşları sessizdir, ama içten içe haykırır.

– Unutma, sabır bir erdemdir (Yetim Koleksiyoncusu)

– En mutlu olanlar, başkaları için en çok şey yapanlardır. (Kara Nehir)

– Eğer karısını mutlu edecekse bir adamın nelere izin vereceğini hayal bile edemezsin. (Yetim Koleksiyoncusu)

– Unutmamanı istediğim bir şey var, Christine. Savaş bazılarını fail, bazılarını suçlu kılar ama sonuç olarak herkesi mağdur eder. Cephedeki tüm askerler, Hitler ve fikirleri için savaşmıyordu. Bir asker savaştaysa, bu savaşa inandığı anlamına gelmez. ”

– Onun zihni dünyanın nasıl bir yer olması gerektiğini yalnızca kendi yöntemleriyle yazan kapağı sürgülenmiş bir kitaptı…

– Her şefkat eksikliği, bir yankı sevgimesajlarim.com olarak ömür boyu geri döner.

– İnsanlar anlamadıkları şeylerden korkarlar. (Kara Nehir)

– Korkma. Bir gün yine mutlu olacaksın. Sana söz veriyorum. (Erik Ağacı)

– Birini korumaya çalışmak bazen onları incitmekle sonuçlanabilir.— İyi niyetli davranışların bile zarar verebileceğini gösteren içsel bir çelişki.

– Dünya kırık insanlarla doluydu ve tüm hastaneler, kurumlar ve hapishaneler onların parçalanmış kalplerini, yaralı zihinlerini ve ezilmiş ruhlarını asla onaramazdı.

– Sessizlik bazen en yüksek çığlıktır.— Konuşulmayanların da güçlü birer mesaj taşıdığına dikkat çeken bir cümle.

– Sevdiğin insanı savaşta kaybetmek acı olabilirdi, ama askerlerini önemsemeyip hayatta kalmaları için gerekeni yapmadan savaşa gönderen bir lider yüzünden kaybetmek çok başka bir şeydi.

– Af, elini uzatsa erişeceği, ışıl ışıl parlayan bir mücevher gibiydi. Fakat yaşadığı ve katlanmak zorunda kaldığı onca acıyı hatırladığında merhamet avuçlarının arasından kayıp gitti. (Beyaz Filin Gözyaşları)

– Dünya hâlâ nasıl bu kadar güzel olabiliyor? diye düşündü Christine. Bulutlar böylesine korkunç bir manzaraya şahit olurken nasıl hâlâ pembe ve mavi?

– Yalnızlık, kalabalıkların ortasında da insanı bulur.

– Çocuklukta susmak, yetişkinlikte bağırmaya dönüşür.

Etiketler:

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz