Mehmet Rauf Sözleri
Mehmet Rauf (1875-1931), Türk edebiyatının önemli yazarlarından biridir. İstanbul’da doğmuş ve edebiyat kariyerine genç yaşta başlamıştır. Servet-i Fünun döneminin önemli isimlerinden biri olan Mehmet Rauf, özellikle roman ve hikaye türlerinde eserler vermiştir.
Mehmet Rauf Sözleri Anlamlı
– Hayat, sevgiyle anlam kazanır.
– Aşk, iki kalbin birbirine bağlanmasıdır.
– Herkes aynı dertten mustarip değil midir?
– Aşk, bazen en umulmadık anda ortaya çıkar.
– Bir bakış, bazen bin sözden daha anlamlıdır.
– Aşk, bazen en umulmadık anda kapımızı çalar.
– Birlikte terk edelim bedenimizi ölüme bir gece…
– Hayatın anlamı, sevdiklerinle birlikte olmaktır.
– Hayaller, insanı hayata bağlayan en güçlü iptir.
– Ah, kim bilir ne nefis bir ruhu vardır. (Menekşe)
– Bir gülümseme, bazen bütün dünyayı değiştirebilir.
– Gerçek aşk, her zaman sabır ve anlayış gerektirir.
– Kalbin derinliklerinde saklı olanlar, en değerlileridir.
– Hayat böyle vesveselere değer mi? (Bir Hastalığın İlacı)
– Sevgi, ruhun en derin köşelerinden gelir ve orada yaşar.
– Gözler kalbin aynasıdır; orada ne varsa, dışarıya o yansır.
– Aşkın en güzel tarafı, onun için her şeyi göze alabilmektir.
– Geçmiş, bugünümüzü şekillendirir; ama geleceğimizi belirlemez.
– İnsan, en çok sevdiklerini kırar; çünkü en çok onları umursar.
– Mutluluk, küçük şeylerde saklıdır; yeter ki onu bulmayı bilelim.
– Ah insan denen mahlukat ne kadar zayıf ve alçak birşey (Üç Hikaye)
– Azıcık fedakârlığa katlanmayınca hiçbir şey yapmak mümkün değildir.
– Ama nasıl yaşıyorlar ya Rabbim. Sevmeden, sevilmeden nasıl yaşanıyor?
– Gülüyorum, sonra ani bir aksi tesirle harap ve bitkin, ağlamak istiyorum.
– Ah, ara sıra ruhunu heyecanla titreten o temiz sevgi ve şiir sürekli olsaydı…
– Ah insanlar, şu insan kalbi… Yüz bin manalı bir muamma… İçinden çıkmak mümkün değil…
– Yaşamda o denli kötülük gördüm ki kimden olursa olsun, iyilik beklemiyorum. (Böğürtlen)
– Ben seni böyle daha çok seviyorum, dedi. Herkes zengin olabilir, fakat senin gibi olamaz.
– Yemin ederim onun yalnız memnun bir gözle baktığını görmek için sakınmadan hayatımı verirdim.
– Evet, aşk yok! Bunlar, bu yapılanlar, oynanan gerçek, özgür, yürekten gelen bir aşk değil, yalnız bir şehvet oyunu…
– Dünyada intikam kadar tanımadığım bir duygu yoktur. Bugün beni döven birini yarın biri döverken görsem ağlayacağım gelir.
– Sanki bütün yaşayan insanların, bütün yaşamış ve ölmüş insanların elem yükü hep benim omuzlarımda, hepsini ayrı ayrı çekiyorum.
– Gök, yaldız içinde, aynı zamanda berrak, hayran hayran sevdiğine bakan bir genç kız gözü gibi saf ve berraktı (Karanfil ve Yasemin)
– Bu uyuşmazlık kadar ruhu harap eden başka bir şey olamaz. Dünyada muhitine yabancı olmak kadar katlanılmaz bir felaket yoktur sanırım.
Mehmet Rauf Kitap Sözleri
– Demek, herkesin başkasında şikâyet ettiği şey kendinde bulunabiliyor ve bunu fark etmeyerek başkalarında itham ettiği şeyi kendinde mazur görüyordu.
– Nasıl olur da bizim, kadınların da bir kalbimiz, bir hissimiz, bir emelimiz olduğunu düşünmüyorlar ve onur, hayat lezzeti yalnız erkeklerin tekelinde oluyor?
– Çiçekler renk ve kokularını, yıldızlar ışıklarını, kuşlar nağmelerini, deniz dalgalarını, gökyüzü bulutlarını, rüzgâr titreyişlerini hep aşk için ikram ediyor…
– Sende bir şey var, öyle bir şey ki hiçbirinde rast gelmiyorum… Öyle bir şey ki, işte bütün endişelerim senin yanında yok oluyor. Ruhuma bir şifa, bir rahatlık geliyor!
– Dünyada şefkat, af, insanlık gibi güzel şeyler varken neydi bu insanlardaki vahşilik ki hâla birbirlerini yiyorlar, hâlâ birbirlerini yemekten zevk alıyorlardı ? (Kabus)
Mehmet Rauf En Çok Beğenilen Sözleri
– felâketten felâkete değil, sefaletlere, hatta rezaletlere atıyor, levs içinde bile çalkıyordu. Demek hayatının Eylülünde de yeis ve fütur yerine takayyüt bir şeye yarayabiliyordu.
– …Sevmeye gelince; o böyle sokaktan geçerken karşıdan görmekle erkek sevmeyi anlayamıyordu. Bu ona, seveyim diye sevmek gibi geliyordu; sevmek için bilmeyerek sevmek, sonra farketmek gerekir diye düşünüyordu.
– Günlerce ev bir hastane gibi, delirmiş genç kadına sevgimesajlarim.com gelen giden hocalarla, hekimlerle dolar. (…) genç kadın bir deri bir kemik kalmıştır. (…) Hastalık geçer, fakat bu yara, bu valide yarası geçmez, aylarca kadını inletir. (İhtizar)
– Ah niçin bütün aşklar böyleydi? Niçin birbirlerini bugün sevenler hayattaki mutlulukları birbirlerinden bekler ve mutluluğu bulmakla bahtiyar ve zevk dolu olurken, iki gün sonra, birbirlerine iki amansız düşman oluyorlar, dişleri, tırnakları, pençeleri kan içinde, birbirini didiklemekten, mahvetmekten, helak etmekten başka bir şey istemiyorlardı? Buna nasıl razı oluyor, nasıl dayanıyorlardı? (Menekşe)
Henüz yorum yapılmamış.