Web sitemize hoşgeldiniz, 16 Ocak 2025
Anasayfa » Ünlü Sözleri » Ahmet Rasim Sözleri

Ahmet Rasim Sözleri

Ahmet Rasim Sözleri

Ahmet Rasim (1865-1932), Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri olarak tanınır. Gazeteci, yazar ve tarihçi kimlikleriyle öne çıkan Ahmet Rasim, özellikle İstanbul’un sosyal yaşamını ve dönemin insan manzaralarını yansıtan eserleriyle dikkat çeker.

Doğum: Ahmet Rasim, 1865 yılında İstanbul’da doğdu. Babasını küçük yaşta kaybettiği için annesi tarafından büyütüldü. İlköğrenimini mahalle mektebinde aldıktan sonra Darüşşafaka Lisesi’ne devam etti. Buradan mezun olduktan sonra kısa bir süre memuriyet yaptı. Genç yaşta gazeteciliğe başlayan Ahmet Rasim, farklı gazetelerde makaleler, fıkralar ve hikâyeler yazdı. Toplumun farklı kesimlerini anlattığı bu yazılarla ün kazandı.

Ahmet Rasim En Güzel Sözleri

– Sabırla koruk helva olurmuş.

– Yolda yürümeyi bilmek de hüner!

– kimisi içinden yanar da belli etmez

– Ekmek kıskanılır, su kıskanılmaz…..

– İnsan, çocukluk anılarını unutamıyor.

– Kıskanmasını bilmeyen sevda nedir bilmez!

– Zaman ne olursa olsun hızını değiştirir mi?

– İnsan hislerine yenilirse o zaman çaresiz kalır.

– Ben seninim, sen benimsin Göz önünde durma,kaçıl

– Görmek neye yarar? Hissetmeliyim, bu bana yeter.

– Ah, ıstırap! Ben seni hissediyorum, yazamıyorum.

– Yaşadığım şehri aldatıyorum…Kalbim başka yerde.

– Aşk ancak karşılıklı olduğunda mutluluğu getirir.

– Ah, beklemek! Sen ne kadar tatlı, ne kadar güzelmişsin.

– Dayak, kadına yakışmadığı gibi hiçbir kimseye de yakışmaz.

– Sevildiğini bilmek, hiçbir zaman sevgiyi anlamak değildir.

– Her ne kadar dargın isem de, yine seni sevmekten vazgeçemem.

– Yüzüm kime dönük olursa olsun yüreğim hep sana dönük olacak.

– Güler gibi ağlarım. Yok. Ağlar gibi gülerim. Ah! Tarif edemedim.

– İnsan ilgiden bıkmazmış. Birini bırakıp diğerine gönül verirmiş.

– Hiç bir terbiye, acıyı yok edemez, ama ızdırap terbiyeyi yok eder.

– Acı ile daha yeni tanışmaya başlamış olan bir yürek, çabuk yorulur.

– Ahlaki cehalet, bir andaki zevk ve hazzı koca geleceğe feda ettiriyor.

– Okula gitmeyen çocuğun sonu ya tulumbacılıktır ya beygir sürücülüğü…

– Günleri sıralayan Allah, oruçlu olan ümmetin hepsini yardımıyla affetsin!

– Her manevi göz, o ilahi kitaba bakar bakmaz geçmişin işlemelerini görür, üzülür.

– Siması, fotoğraf amatörlerini bile hayrette bırakacak doğaüstü bir profil çizer.

– Despotluğun nasıl olduğunu anlamak isterseniz haşarı bir çocuğu dikkatlice seyredin.

– Heveslerin ne geçmişi, ne geleceği vardır. Aklıselim, iffet insana şimdiyi düşündürür.

– Hayat bir nevi insanın kendi kendisiyle yaşadığı bir mücadeleden başka bir şey değildir.

– Oyunsuz çocuk ise, karnına bastıkça vık vık eden kukla bebeklerden başka bir şey değildir.

– Geçmişten sıyrılarak mutlu bir geleceğe yelken açmaya başlayınca insanda kaygı ve korku oluşur.

Ahmet Rasim Meşhur Sözleri

– Fakat öyle kalpler vardır ki onlardaki üzüntü girdibanın derinliği bilinemez. Orası bir çıkmazdır.

– Aile, mektep, vatan bir anlama gelir. Fakat en küçükleri aile, ortancası mektep, büyükleri vatandır.

– Öyle sanıyorum ki, şair de bizim gibi insan türünden, bize benzeyen bir adamdır. Öyle değilmiş meğer.

– Zaman, geçici bir örtüdür, geçmişte yaşanan olaylar, onun altında saklanır, mütemadiyen gelişip büyür.

– Geçmiş için üzülmemek boş sözdür. Her kalp, yaşam devirleri içinde yuvarlandıkça özündeki saflığı kaybeder.

– Gazete idarehanelerinde ne vakit telaş görürseniz anlayınız ki ertesi sabah bir düzme mektup yayınlanacaktır.

– Acaba gamlı gönüller ne için geçmiş ile uğraşır? Geçmişteki olaylar, şimdiyi ve geleceği hazırlamış değil midir?

– Gece, yıldızlı örtüsünü gökyüzüne serer sermez hatıra, yorulmuş zihinlere ferahlık ve sevinçten ibaret bir neşe hissi geliyor.

Ahmet Rasim Kitap Sözleri

– Belalar görmüş iki çift göz talihleri için ağladı. İki sefil kalp dünyadaki ıstırabın bitmeyeceğine emin olduklarını birbirine anlattı.

– Biz size çocuğumuzu teslim ettiysek, okut diye teslim ettik. Bak iki tırnağı düşmüş, bütün parmakları mosmor. Doktora götürdüm, ölür, diyor.

– Beni sönmez ateşlerde yakan o baştan çıkarıcı gözlerini görmeyeli kalbim cehennem alevleriyle harab oldu. Yanıyorum, o günden beri yanıyorum.

– Senden uzağa gitmek de mümkün değil.Azmediyorum.Takatim kesiliyor.Duruyorum.Senden sakınıyorum.Anlıyorsun ya.Seni hem görmek,hem görmemek istiyorum.

– Geceler! Benim çalışma, çabalama ve sıkıntı ile geçirdiğim hayata şahittir. Karanlık beynimi aydınlattı. Bunu biraz da siz düşünün. Beni haklı bulursunuz.

– Ben Galata’nın kendisini sevmiştim. Burada korkunç olduğu kadar eğlendirici bir hayat vardı. Hâlbuki insan etraflıca düşünecek olursa bu dünyanın ne tarafı korkunç değil?

Ahmet Rasim En Çok Paylaşılan Sözleri

– Ağlamak, duygu yoğunluğundan kaynaklı bir akıştır. Hayat ise ağlamakla geçiyor. Gülmek de hemen hemen bu sözle anlamdaştır; karşıtı değildir; çünkü kökleri, kaynakları birdir.

– Kredi veya itibar denilen şeye pek ziyade güvenmemeli. İnsan bir kere böyle alıştı mı ekseriya uğradığı zararı hissetmiyor. Veresiye içen iki defa sarhoş olur lafı boş yere söylenmemiştir.

– Aman ne çarşaflar! İnsan temasa ile sevgimesajlarim.com doyamıyordu. Elektrik alevi, yanar döner, akşam güneşi, parlak nefti. Bu rengarenk güzellik, işve ve naz arttıran yürüyüşlerle giderken bir ses daha duyuldu.

– Fuhuş, çıplak ve perişan sokak ortalarına, duvar diplerine, viranelere, ıssız yerlere, deniz kenarlarına, ağaç altlarına, gölgeliklerle doldu, tabir mazur görülsün, çoluk çocuk maskarası ve belki bir kat daha rezil ve rüsva oldu!

– iki sefilin bakışları , birbirlerine tesadüf etmesi gönül alıcı hasretleri olan birtakım mutluluk manzaraları anlattı. Fakat hayalleri o kadar safça , o kadar çocukçaydı ki bu özel vaziyet ancak bu çağdaki masum kalplere vergidir.

– Bir hocanın kıvrak zekasını hatırladım.Talebenin biri sorar: Hoca efendi. Boğulanlar niye denizin üzerine çıkarlar?Hoca bunun hikmetini birdenbire akledemez. O zeki talebeye ikna edici bir cevap vermek mecburiyetinde bulunduğu için der ki: Çocuklar görsünler de ibret alsınlar diye.

– Okul herhâlde evden daha eğlenceliydi. Hiç olmazsa kaçamak olarak leblebiyle; tek mi, çift mi, iplikten su yolu, almaca, ten ten, el el üstünde kimin eli var, vay benim köse sakalım, evelenme develenme, devekuşu kovalama, parmak ayırmaca, yokuş aşağı, seke seke ben geldim, çıngırağım hoş geldin, fış fış kayıkçı, duvarda top, cevizle vurup almaca, beş taş oynardık. Mahallede ise bir arkadaşımla kapı dibinde olsun, bir kaydırak oynayamaz, bahçemize; çiçekler bozulur, toz toprak olur derler diye, kimseyi çağıramazdım. Oyunsuz çocuk ise, karnına dokundukça, vık vık! eden kukla bebeklerden başka bir şey değildir.

Etiketler:

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz