Web sitemize hoşgeldiniz, 17 Haziran 2025
Anasayfa » Ünlü Sözleri » Dino Buzzati Sözleri

Dino Buzzati Sözleri

Dino Buzzati Sözleri

Dino Buzzati (1906-1972), İtalyan bir yazar, gazeteci, ressam ve şairdir. En çok “Tatar Çölü” (Il deserto dei Tartari, 1940) adlı romanıyla tanınır. Eserleri genellikle varoluşçuluk, zamanın geçişi, bekleyiş ve kader temalarını işler. Kafkaesk anlatımı, büyülü gerçekçilik öğeleri ve melankolik atmosferiyle edebiyat dünyasında önemli bir yer edinmiştir.

Buzzati, uzun yıllar Corriere della Sera gazetesinde gazetecilik yapmış, aynı zamanda kısa öyküleri ve resimli eserleriyle de dikkat çekmiştir. Edebiyatında absürd, fantastik ve gerçeküstü öğeleri kullanarak modern insanın yalnızlığını ve belirsizliğini anlatmıştır.

Dino Buzzati Sözleri Kısa

– Ama bir noktada, belki de içgüdüsel olarak, insan geri döner ve arkasında bir kapının kapanarak dönüşü olanaksız kıldığını fark eder.

– Anladım ki, eski yolumdan yürümeyi sürdürseydim, yepyeni ve bereketli zaferler kazanmaya devam edecektim ama bunu hiç hak etmeyen pek çok kalbin kırılmasına da yol açacaktım.

– Aşk? İnsanın üzerine çöken ve direnmenin mümkün olmadığı bir lanet.

– Aylar boyunca odaya tozdan, bir de belki güneşli havadan ince ışık huzmelerinden başka hiçbir şey girmeyecekti. İşte, çocukluğunun küçük dünyası böylece karanlığa gömülüyordu.

– Bazen bir çölün ortasında, bir kalabalığın içinde olduğumuzdan daha az yalnızızdır.

– Bazen en büyük keşif, yanlış yola saparak yapılır.

– Bazen en korkutucu şey, bilinmeyendir; çünkü hayal gücümüz gerçeğin kendisinden daha acımasızdır.

– Bazen en zor olan, hiçbir şey yapmamaktır.

– Bazı kapılar ardında büyük fırsatlar değil, yalnızca boşluk saklar.

– Bazı savaşlar, daha başlamadan kaybedilir; çünkü savaşçılar sabrı bilmez.

– Bazı savaşları kazanamayacağımızı bilsek de, yine de savaşmalıyız.

– Beklemek, bazen en büyük yanılgıdır.

– Beklemek… Asıl yıpratan budur. Gelmeyecek olanı beklemek.

– Bekleyenler için zaman, ilerlemeyen bir nehir gibidir.

– Belki de hayat, farkına varmadan kaçırdığımız fırsatlardan ibarettir.

– Bir dosta selam vermek üzereyizdir, ama kolumuz hareketsiz yana düşer, gülümsememiz yarıda kalır çünkü tamamen yalnız olduğumuzu görürüz.

– Bir gün her şey değişecek sanırız ama değişmeyen tek şey, değişim umudumuzdur.

– Bir gün her şey değişecek sanırız, ama çoğu zaman hiçbir şey değişmez.

– Bir şeyin değeri, onu beklerken harcadığımız zamandır.

– Bizi asıl korkutan ölüm değil, hayatın bizi nereye götüreceğini bilememektir.

– Bizi yaşlandıran zaman değil, gerçekleşmeyen hayallerdir.

– Burada ellerimi kavuşturmuş çevreme bakınıyorum, bekliyorum; sanki iyi günler bundan sonra başlayacakmış, telaş etmeye gerek yokmuş gibi davranıyorum. İşte bu noktada uçurum duygusunu, boşa harcanmış zamanın pişmanlığını, boşluk ve gururun anlamını kavrıyorum.

– Büyük değişimler, çoğu zaman fark edilmeden başlar.

– Büyük fırtınalar, insanın ruhundaki sessizlikten daha korkutucu değildir.

– Büyük kararlar aniden verilmez, içimizde yavaş yavaş filizlenir.

– Cümleni bitiremeden gittin; belki de gayet sıradan aptalca bir şey, belki saçma bir umuttu dile getireceğin, belki de hiçbir şey değildi.

– Çalışmayla geçen hareketli ve huzurlu bir yaşam büyük bir doyum sağlar, ne var ki derin uçurumun çekiciliği daha heyecan vericidir.

– Dışımızdaki dünya ne kadar büyük olursa olsun, içimizdeki evren daha karmaşıktır.

– Dünya insanlara dert sunmak konusunda pek cömerttir ama kıskançlığın açtığı yaralar en çok kanayan, en derin, kapanması en zor olan ve kesinlikle merhamet duyulması gereken türden yaralardır.

– En güzel yıllarının, ilk gençliğinin belki de artık tükendiğini de fark etmekteydi.

– En karanlık anlar, en büyük değişimlerin habercisidir.

– Eskiden yaşamını besleyen her şey uzaklaşmıştı, kendi yerinin rahatlıkla işgal edildiği yabancı bir dünyaydı o artık.

– Geçmişin ağırlığı, geleceğin belirsizliğinden daha ezicidir.

– Gençliğinin solmaya başlamış olmasına sevgimesajlarim.com rağmen, inatçı bir yanılsama sonucu, yaşam bitmek bilmezmiş gibi görünüyordu gözüne.

– Gerçek aşk, bazen insanın en büyük zayıflığına dönüşebilir.

– Gerçek cesaret, karanlığın içinde yürümeye devam etmektir.

– Gerçek mutluluk, aramak yerine kabul etmekle başlar.

– Gerçek yalnızlık, başkalarının varlığıyla da hissedilendir.

– Güneş, eskisi gibi, hemen batma endişesiyle çarçabuk kaçıp gitmiyor, birikmiş karı yutarak göğün ortasında daha uzun süre asılı kalıyordu.

– Hayat bize defalarca aynı dersi verir, ama biz hep başka bir sonuç bekleriz.

– Hayat, bir sonsuz bekleyişin içinde, anlık farkındalıklarla parlayan bir yolculuktur.

– Hayat, bize sunulan bir labirenttir; bazen çıkışı buluruz, bazen kayboluruz.

– Hayat, ertelenen hayallerin mezarlığına dönüşmesin.

– Hayatın bize sunduğu mucizeler, çoğu zaman onları fark edemeyeceğimiz kadar küçük olur.

– Hayatın en acı yanı, en önemli anları fark edemememizdir.

– Hayatın en büyük aldatmacası, zamanı bol sanmamızdır.

– Haz, acının sona ermesinden başka nedir ki? Duyulan haz da, kendinden önce gelen acıyla orantılı değil midir?

– Her bekleyiş, bir umudun içinde yavaşça ölmesidir.

– Her insan bir gün o büyük anın geleceğini düşünür ama çoğu zaman gelmez.

– İçimizdeki korkular, düşmanlarımızdan daha güçlüdür.

– İçinde acı bir izlenim, adeta eski sevginin azalmış olduğuna, ikisi arasında zaman ve uzaklığın yavaş yavaş ayırıcı bir ağ ördüğüne ilişkin bir duygu vardı.

– İnsan bazen en çok sevdiği şeyin, onu en fazla acıtan şey olduğunu anlar.

– İnsan bazen, bir şeylerin değişeceğini düşünerek bekler, ama sonunda her şey aynı kalır.

– İnsan en büyük savaşı düşmanıyla değil, kendi korkularıyla verir.

– İnsan en çok, beklerken yaşlanır.

– İnsan, bazen en büyük pişmanlığını hiç yapmadığı şeyler için duyar.

– İnsan, bazen hiç fark etmediği bir anın, hayatının en önemli dönüm noktası olduğunu yıllar sonra anlar.

– İnsan, kaybettiğinde değil, artık umut etmediğinde gerçekten yenilir.

– İnsan, kendini kandırma sanatında ustalaşmış bir varlıktır.

– İnsan, umut dolu, kendi yolunda gider durur; günler uzun ve sakindir, güneş yukarıda gökyüzünde parlamakta ve akşam bastığında üzülerek yok olmaya yüz tutmaktadır.

– İnsanın kaderi, çoğu zaman kendi farkında olmadan şekillenir.

– İnsanın, tek başına olduğu ve hiç kimseyle konuşamadığı zaman bir şeye inanması çok zordur.

– İşte Resera ancak o anda, ilk kez gerçeği fark etti: Bir eve aşık olmuştu.

– Kader, cesur olanlara güler, ama sabırlı olanları ödüllendirir.

– Kaybolmak, bazen kendini bulmanın ilk adımıdır.

– Kaybolmaktan korkma, çünkü bazen en güzel yollar yanlış yoldan çıkar.

– Kendi içindeki çölü keşfetmeden, dış dünyadaki ufukları göremezsin.

– Kendi korkularının esiri olan, asla gerçekten özgür olamaz.

– Mutluluk, bazen yalnızca beklemekten vazgeçmektir.

– Neden mutlu olmayı başaramıyordu?.

– Ömrümüzü, bir şeylerin olmasını bekleyerek tüketiyoruz.

– Öyle ki sonunda hepsi öldü ve dövüşecek tek bir düşmanımız kalmadı.

– Sonra, karanlıkta, hiç kimsenin kendisini göremeyeceğini bilmesine rağmen, gülümser.

– Şehirlerin ışıkları, yalnızlıklarımızı daha görünür kılar.

– Şimdi umut vaktiydi ve kendi kendine belki asla gerçekleşmeyecek olan ama insana yaşama cesareti veren.

– Şimdiye değin öyle çok yanılmıştı ki, artık bıkmıştı.

– Ya, aslında yanılıyorsa? Ya gayet sıradan bir yazgıya sahip sıradan biri olarak yaratılmışsa?

– Yitirdiğin savaşların madalyalarıyla süslüsün; yarınki savaşta talih senden yana olacaktı ama tam o gün ölüverdin.

– Yoksa utanıyor muydu? Acaba birileri onu görür ve düşüncelerini okur diye mi telaşlanıyordu?

– Yolun sonunu görmek isteyen, yürümekten korkmamalıdır.

– Zafer kazanmak isteyen, sabrın ne demek olduğunu bilmeli.

– Zafer, zafer! diye bağırdık. Ama neye yaradı ki?

– Zaman elini sizden daha çabuk tuttu, sizinse artık her şeye yeniden başlama hakkınız yok.

– Zaman geçtikçe umut da aşınır, tıpkı kayalara vuran dalgalar gibi.

– Zaman sessizce, fark ettirmeden geçer ve bir gün, farkına bile varmadan, her şeyin çok geç olduğunu anlarız.

Etiketler:

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz