Web sitemize hoşgeldiniz, 19 Mayıs 2025
Anasayfa » Ünlü Sözleri » Elias Canetti Sözleri

Elias Canetti Sözleri

Elias Canetti Sözleri

Elena Favilli, İtalyan bir gazeteci, yazar ve girişimcidir. En çok “Good Night Stories for Rebel Girls” (Asi Kızlar İçin Uyku Hikayeleri) adlı kitap serisinin yaratıcısı ve eş yazarı olarak tanınır. Bu seri, dünya çapında ilham veren kadınların hikâyelerini çocuklara yönelik sade bir dille anlatır ve büyük yankı uyandırmıştır.

Yazarlık ve gazetecilik kariyerine İtalya’da başladı. The Guardian, COLORS Magazine gibi uluslararası yayınlarda çalıştı. Daha sonra teknoloji ve medya alanında girişimcilik yaptı. Bu kitap, dünya çapında 60’tan fazla dile çevrildi. Bilim insanlarından sanatçılara, siyasetçilerden sporculara kadar 100 kadının hikayesini içeriyor.

Favilli, bu projeyi Francesca Cavallo ile birlikte hayata geçirdi. Kitap, Kickstarter üzerinden başlatıldı ve o dönemin en başarılı çocuk kitabı kampanyası oldu.Rebel Girls adlı medya şirketinin kurucusudur. Bu şirket, kız çocuklarına ilham vermeyi amaçlayan kitaplar, podcast’ler ve diğer içerikler üretir.

Elena Favilli, özellikle kız çocuklarının güçlü kadın rol modellerle tanışmasını sağlayarak, cinsiyet eşitliği ve kadınların görünürlüğü konularında önemli bir katkı sunmuştur.

Elias Canetti Sözleri Anlamlı

– Asilik, incelikle de yapılabilir.

– Gerçek eşitlik, hikâyelerde başlar.

– Hayal gücü, en güçlü direniş biçimidir.

– Korkulmaktansa nefret edilmeyi yeğlerim.

– Bir kızın sustuğu yerde, adalet eksik kalır.

– Gelecek, cesur kızların omuzlarında yükselecek.

– Paradan daha kirli ne vardı? (Marakeş’te Sesler)

– Cesaret bulaşıcıdır. Özellikle kadınlar arasında.

– Dünya kadınların anlatacaklarına her zaman muhtaç.

– Bir kız kendine inandığında, dağlar yerinden oynar.

– Bilgisiz kişilerin elinde kitaplar savunmasızdır. 

– Kadınlar da tarih yazmak ister, sadece okumak değil.

– Görünmeyen kadınlar görünür oldukça, adalet yaklaşır.

– Kız çocuklarına ‘sus’ demek, geleceğe ‘dur’ demektir.

– Kendi yolunu çizen kızlar, toplumun yönünü değiştirir.

– Sıradan görünen bir kız, olağanüstü şeyler başarabilir.

– Bir düş, tek tek ögelerine ayrıldığında, gücünü yitirir.

– Ölüm bir skandaldır. Makine çalışıyor, hepimiz rehineyiz.

– Kişi, öteki insanlardan uzaklaştığı ölçüde gerçeğe yaklaşır.

– Küçük kızlara ilham vermek, büyük değişimlerin ilk adımıdır.

– Bir kızın ‘ben de varım’ demesi, bin yıllık sessizliği bozar.

– Tarih erkeklerin değil, anlatılmayan kadınların da tarihidir.

– Küçük yaşta başlayan eşitlik inancı, büyük adaletlere yol açar.

– Bir kadının kendi sesini bulması, toplumun sesinin değişmesidir.

– Her kız çocuğu bir kahramanı içinde taşır; mesele onu uyandırmaktır.

– Sadece prensleri değil, kendi kaderini de kurtaran kızlar var artık.

– Büyük aforizma yazarları birbirlerini iyi tanıyormuş gibi okurlar. 

– Bir kız çocuğuna ‘yapamazsın’ dediğinizde, ona meydan okumuş olursunuz.

– Okumanın düzensizliği olmasa edebiyatçı da olmaz. (Edebiyatçılar Üzerine)

– Bir masalın sonunu değiştirebilirsen, hayatın sonunu da değiştirebilirsin.

– Bir kitabın bir çocuğun hayatını nasıl değiştirebileceğini asla küçümsemeyin.

– Yazgıya egemen olacak, ona yön verecek tek güç, yine insanın kendi kendisiydi.

– Yaralara bakmak yücelticidir, yeter ki insan onları kendi bedeninde hissetmesin.

– Başarılı insan yalnızca alkışları duyar. Bunun dışında sağırdır. (İnsanın Sılası)

– Bir fikrin ne kadar yeni olduğu önemli değil: önemli olan ne kadar yeni olduğu. 

– Dünya üzerindeki tüm mutsuzluklar, yeterince gelecekte yaşayamamaktan kaynaklanıyordu.

– Yere düşenler kendilerine geldiklerinde, artık başka bir insan olurlardı. (Kitle ve İktidar)

– İçinde yaşadığımız dünyanın durumunu göremeyenin o dünya üzerine yazacak hiçbir şeyi yoktur…

– Cennette, der vicdan, doksan dokuz doğrudan çok, eğriyken doğrulmuş bir kişinin gelişine bayram edilir. (Körleşme)

– Kişi, öteki insanlardan uzaklaştığı ölçüde hakikate yaklaşır. Günlük yaşam, yalanlardan kurulu yüzeysel bir düzendir.

– Ah, bir ortadan kaldirabilseydi şu şimdiki zamanı! Dünya üzerindeki tüm mutsuzluklar, yeterince gelecekte yaşayamamaktan kaynaklanıyor du.

– İngiltere’de övgü sözcükleri insanın yüzüne söylenmiyor; onun yerine insanlar köpek besliyor. Onlarla yapılan her şey için övgüye izin var.

– Tahminler yürütüp, sanıp durmaktansa başkalarının neler hissettiklerini bir kez olsun gerçekten bilmek fena olmazdı. (Soylu Sınıfın Sonbaharı)

– Rüyalar hayvanlara, tanınmayan hayvanlara benzer; uzuvlarını tamamıyla göremezsiniz. Rüya yorumları, rüyaların asla içinde olmadığı bir kafestir.

– Bugün nasılsınız?” “Yorgunum,” der, ister öğlenin on ikisi olsun, ister gece yarısının on ikisi, yanıt değişmez, ayrıca da yorgunluğunun nedenini mutlaka belirtir. (Kulak Misafiri)

– Yüreğinde yerleşmesine izin verdiği tek tutku olan sevgimesajlarim.com kitap tutkusu, bazı önlemler almak zorunda bırakmıştı onu. Örnekse, kötünün kötüsü bile olsa, herhangi bir kitap, satın alması için kolayca baştan çıkarabilirdi bilgini.

– Düşüncelerin ellerini sudan çıkardıklarını görürüz, yardım çağırdıklarına inanırız; ama bu, çok yanıltıcıdır, onlar birlikte çok iyi geçinip giderler, isterseniz bir kez deneyin ve aralarından birini çekip çıkarmaya çalışın!

– Konuşurken lafları aşırı ölçüde sakin sıralıyor, ağzından çıkacak sözleri her zaman denetimi altında tutuyor, ilgili sözler onu önlerine katıp kovalamıyor, onunla eğlenmiyor, onu gülünç duruma sokmuyor asla. Böyle bir insana nasıl güvenebilirim?

– Kültürlü bir insan, gereksindiği her şeyi elinin altında bulundurur. Kültürlü bir insanın ruhu, eksiksiz bir cephaneliktir. Ama anılan insanlar -kültürlü olmaları nedeniyle- bu cephaneliği kullanma gözüpekliğini ender gösterdiklerinden, bu durum pek anlaşılmaz.

– Yapıyorlar, ama ne yaptıklarının bilincinde değiller, bir takım alışkanlıklar edinmişler, ama bunun nedenini bilmiyorlar; ömürleri boyunca dolaşıp durdukları halde yollarını bulamiyorlar. Kitleden ayrılamayan, koyun gibi onun peşinden gidenler için doğaldır bunların tümü.

– Selefleri arasında yalnızca büyük başarıya ulaşmış olanları; İbrahim’i, Musa’yı ve İsa’yı tanır. Babasını hiç tanımamıştır, başkalarının malına ve mülküne duyduğu saygı, uslu bir yetim çocuğun saygısıdır; bu saygıyla zengin bir dulla evlenir ve karısı her bakımdan ona hayrandır.

– Buna karşılık hortlak iskelet olarak görününce, insan aynı zamanda iki şeyi birden anımsamış olur: bir zamanlarki biçimiyle canlıyı ve şimdiki görünüşüyle ölüyü. Hortlak görüntüsü olarak iskelet, sayısız halklar için ölümün simgesi yerine geçmiştir. İskeletin kanıtlayıcı gücü karşısında durabilmek, olanaksızdır, başka deyişle iskelet, tanıdığımız en ölü nesnedir. Çok eski zamanlardan kalma mezarlar, içlerinde iskelet bulunduğu takdirde tüylerimizin ürpermesine yol açar, buna karşılık içleri boşsa, onlara birer mezar gözüyle bakmayız. Dipdiri bir insanı iskelet diye nitelendirdiğimiz zaman ise anlatmak istediğimiz, onun ölüme yakın olduğudur.

Etiketler:

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz