Web sitemize hoşgeldiniz, 11 Kasım 2025
Anasayfa » Ünlü Sözleri » Gustave Le Bon Sözleri

Gustave Le Bon Sözleri

Gustave Le Bon Sözleri

Gustave Le Bon (1841–1931), Fransız sosyal psikolog, sosyolog ve antropologdur. En çok, 1895 yılında yayımlanan “La Psychologie des Foules” (Kitlelerin Psikolojisi) adlı eseriyle tanınır. Le Bon, modern toplumsal davranış bilimlerinin kurucularından biri kabul edilir. Ona göre birey, kalabalık içinde kendi bilincini kaybeder, duyguların ve içgüdülerin egemenliğine girer.

Bu görüş, 20. yüzyılın siyaset teorilerinde, özellikle kitle hareketleri ve liderlik psikolojisinde büyük etki yaratmıştır. Le Bon’un fikirleri, hem demokratik kitle hareketlerini hem de totaliter rejimleri anlamada önemli bir teorik çerçeve sunar. Ayrıca antropoloji, medeniyetlerin gelişimi ve ulusların karakteri üzerine de çok sayıda inceleme kaleme almıştır.

Gustave Le Bon Sözleri Kısa

– Akıl bir rehberdir, ama insanı yürüten duygulardır.

– Kitleler bir dereceye kadar uyuyan bir insana benzerler.

– Gerçeğin değeri, onu kimin söylediğine göre değil, kimin duymak istediğine göre değişir.

– Kitleler güce karşı saygı beslerler ve zayıflığın bir şekli gibi anladıkları iyiliğe karşı pek az ilgili görünürler. 

– Birey yalnızken düşünebilir, kalabalığın içinde ise hisseder; düşünce duygunun yankısına dönüşür.

– Büyük fikirler, kalabalıkların değil, yalnız düşünenlerin eseridir.

– Bir ülkede, gençliğe verilen eğitim şekli, o ülkenin kaderini önceden görmemizi sağlar…

– Bir liderin en büyük gücü, halkın duygularına dokunma yeteneğidir.

– Her kalabalık, içinde bir çelişki taşır: itaat etmek ister, ama özgür olduğunu sanır.

– Medeniyetler yavaş yavaş doğar ama bir anda yıkılır; çünkü akıl zaman ister, tutku sabırsızdır.

– Kitleler kuvvete saygı duyarlar.

– Eğitim, bilinci bilinçdışına geçirme sanatıdır.

– Ayaklanma ya da uyarlama, hayatta başka seçenek yoktur.

– Bir millet, duygusal olarak tükenirse akılla ayakta kalamaz.

– Kitle, çobanına sadık bir sürüdür.

– Kitle içinde bir bilim adamı ile bir kara cahil arasında hiç bir fark yoktur. ikisi de kitlenin ilkelliği karşısında benliklerini kaybederler. 

– Bir ulusu yönlendirmek için bilgi değil, hayal gerekir.

– Halk, güçlü iradeye sahip olan adamı daima dinler. Kitle halinde bulunan bireyler bütün iradelerini kaybettiklerinden, iradeye sahip olan kimseye içgüdüsel olarak dönerler.

– Kitlelerin genel karakterini parlamentoda da aynen buluruz. Düşüncelerdeki basitlik, çabuk hiddetlenme, telkine yeteneklilik,duygularda aşırılık,önderlerin güçlü nüfuzu.[1]

– Bir fikir, yeterince basitleştirildiğinde tehlikeli hale gelir.

– Dünyayı yönetenler dirilerden çok ölülerdir.

– Büyük yıkımlar, önce fikirlerde başlar; sonra duvarlar çöker.

– Birey, itiraz ve münakaşayı kabul edebilir, fakat kalabalığın buna asla tahammülü yoktur.

– Kitlelere, hükmetmenin en iyi yolu, onlarin bilinçaltindaki hayalleri canlandirmaktir.

– Kitleler, zekayı değil, vasat şeyleri bir araya toplarlar…Gustave Le Bon

– Kitleler her zaman, bireyler çoğu defa hazır yapılmış düşüncelere muhtaçtırlar.

– Ama geçmiş asla yok olmaz.

– Bilim bize gerçeği vaad eder, barışı ya da mutluluğu değil.

– Bir toplumun yükselişi, hayal gücünün zenginliğiyle ölçülür.

– Bir düşünceyi kitleye kabul ettirmek istiyorsanız, önce onu basitleştirin, sonra tekrar edin.

– İnsanlar düşüncelerle değil, imgelerle etkilenir; zihin söze değil, sembole teslim olur.

– Tarihi yazanlar bireylerdir, ama o tarihi yaşatanlar kalabalıklardır.

– Dünyaya kılavuzluk eden zekâdır ama bu kılavuzluğu çok uzaktan yapar.

– Duygu bulaşıcıdır; bir meydanda yükselen öfke, yüzlerce yüreğe tek anda sirayet eder.

– Bir duygu abartıldığında, akıl yürütme fakültesi yok olur.

– Kalabalıklar için tekrar, gerçeğin kendisinden daha güçlüdür.

– Bir gençliğe verilen eğitim imkanı, bu memleketin yarın ne olacağı hakkında geniş fikirler ortaya koyabilecek niteliktedir.

– En güçlü lider, kalabalığın içgüdülerine tercüman olandır; akılları ikna etmez, duyguları ateşler.

– İnsan, aklıyla değil, inancıyla hareket ettiğinde tarih yeniden yazılır.

– Siyasi alanda tutkular ve inanışlar, pek az da düşünceler çarpışır.

– Birey, kalabalığın içinde anonim olur; sorumluluğu unutur, vicdanını teslim eder.

– Görünüşler ve gösterişler tarihte gerçeklerden daha fazla bir rol oynamıştır. Gerçekte olmayan gerçeğe üstün gelmiştir.

– Akla karşı olan sonsuz savaşlarında, duygular hiçbir zaman yenilmemiştir.

– Kitle, bir anlık inanç uğruna yılların gerçeğini yok sayabilir; çünkü ona gerçeği değil, umudu verene inanır.

– Akıl tek başına ikna etmez; kalpleri kazanmak için duygu gerekir.

– Kitleler her zaman karakterleriyle yönetilir.

– İnsan ruhu, dış otoriteden kurtulmadan özgürlüğü anlayamaz.

– Reformlar, bir umudun yerine bir başkasını koymaktan öte hiçbir şey yapmadılar, hiçbir zaman.

– Kalabalığın içinde en sessiz kalan, çoğu zaman en çok düşünen kişidir.

– Vatanperverlik duygusunu yaşamayan toplum, tarihte yok olmaya mahkumdur.

– Kitle, kendi içgüdüsünü hakikat sanır; bu yüzden hata yapmaktan korkmaz.

– Gerçeği bilmek birkaç filozofun ilgisini çekebilir ama insanlar genelde hayalleri tercih eder.

– Dini kitleler, cemaatler, partiler, sendikalar, taraftarlar, terör örgütleri, halk… hiç birinin de diğerinden farkı yoktur savunduğu fikir dışında. sadece fikirler farklıdır, ilkellik ve saldırganlık hepsinde aynıdır. 

– Kitle, sessiz bir güldür; lider ona su verir, yönünü belirler.

– Başlayan devrimler, gerçekte sona eren inançlardır.

– Kalabalık, otoriteyi sorgulamaz; ona biçim veren sesi kutsallaştırır.

– İnsanları çözmek de maddesel olgular dünyasını araştırmak kadar ilginçtir.

– Uygarlığın çöküşü, önce düşüncenin sığlaşmasıyla başlar.

– Anarşi, sorumluluk hiçbir yerde olmadığı her yerdedir.

– Bazı fikirlerin kolaylikla kabul edilmesi, yayılması insanların çoğunun kendi muhakemeleri üzerine kurulmuş bir fikre sahip olmak imkanından yoksun bulunmalarındandır …

Etiketler:

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz