Web sitemize hoşgeldiniz, 19 Mayıs 2025
Anasayfa » Ünlü Sözleri » C. S. Lewis sözleri

C. S. Lewis sözleri

C. S. Lewis sözleri

C. S. Lewis (Clive Staples Lewis), 20. yüzyılın en önemli İngiliz yazarlarından biridir. En çok “Narnia Günlükleri” adlı fantastik eserleri ile tanınır. Aynı zamanda filozof, akademisyen ve Hristiyan apologeti olarak da önemli bir figürdür. 1898 yılında doğmuş ve 1963 yılında vefat etmiştir. Lewis, özellikle dini düşüncelerini, ahlaki değerlerini ve insanın doğasına dair derin gözlemlerini eserlerinde işlemektedir.

Lewis, kelimeleri ustaca kullanarak insan ruhunun derinliklerine dokunmayı başaran bir yazardır. Yazıları, insanın yaşadığı sıkıntıları, ruhsal arayışları ve inanç sistemlerini anlamaya yönelik derin içgörüler içerir. Hem çocuklara hitap eden fantastik eserlerinde hem de yetişkinlere yönelik felsefi yazılarında, insanlığın karşılaştığı en temel sorulara dair güçlü ve anlamlı cevaplar sunar. Bu bakımdan, eserleri yalnızca edebi değeriyle değil, aynı zamanda felsefi ve ahlaki derinliğiyle de büyük bir etkiye sahiptir.

C. S. Lewis Kitap Alıntıları

– Yalnız olmadığımızı bilmek için okuruz.

– Her son, yeni bir başlangıcın habercisidir.

– Bazı günler, ayakta kalmak bile bir zaferdir.

– Gerçek bilgelik, neyi bilmediğini fark etmekle başlar.

– Sevgi, kendini vermektir; bir karşılık beklemek değildir.

– Denemeden önce insanları bilmek zordur. (Büyücünün Yeğeni)

– Bir gün masalları tekrar okumaya başlayacak kadar yaşlanacaksın.

– Gerçek sevgi, birine onu değiştirmeye çalışmadan değer vermektir.

– Kendini bulmanın en iyi yolu, başkaları için bir şeyler yapmaktır.

– Güzelliği görmek için yalnızca gözlerimizi değil, ruhumuzu da açmalıyız.

– Alçakgönüllülük, kendinizi küçük görmek değil, kendinizi daha az düşünmektir.

– Bir şeyi yeterince istiyorsan, karşılığında ödeyeceğin bedeli de göze almalısın.

– Gittiğinde yanından ne kadar götürdüğünü hiç biliyor muydun canım ? . (Acı Sorunu)

– Zamanı geri almak mümkün değildir ama yeni bir başlangıç yapmak her zaman mümkündür.

– Affetmek, bir insanı serbest bırakmaktır ve fark edersiniz ki serbest kalan sizsiniz.

– Tecrübe acımasız bir öğretmen olabilir. Ama öğrenirsin. Hem de öyle bir öğrenirsin ki!

– İnsan kalbinin derinliklerinde, başka bir dünyaya ait olduğunu hissettiği bir özlem vardır.

– Bilmediğiniz şeyin size zarar vermeyeceğini büyük ihtimalle duymuşsunuzdur, ama iş hayatında verir.

– Alçakgönüllülük kendinizi olduğunuzdan değersiz addetmek değil, kendiniz hakkında daha az düşünmektir.

– Bir çocuk masalından yalnızca çocuklar keyif alabiliyorsa, o hiç de iyi bir çocuk masalı değil demektir.

– Her zaman uzayın karanlık ve soğuk bir yer olduğunu düşünürdüm. Güneşi unutmuş muydun? (Sessiz Gezegenin Dışında)

– Narnia, Narnia, Narnia, uyan! Sev. Düşün. Konuş. Yürüyen ağaç ol. Konuşan hayvan ol. Kutsal su ol. (Büyücünün Yeğeni)

– Ateizm çok basit bir hal almaya başladı. Eğer tüm evrenin anlamı yoksa, hiçbir zaman onun anlamı olmadığını bulmamamız gerekirdi.

– Seks olduğu sürece huzur, düzen ve disiplin olmaz. İnsan bundan kurtulduğu zaman sonunda idare edilebilir hâle gelecektir. (Korkunç Kale)

– Giderse daha kötü olur dedi Edmund, çünkü o zaman nerede olduğunu bilemeyiz. Odada bir arı varsa, nerede olduğunu bilmek isterim. (Şafak Yıldızı’nın Yolculuğu)

– Haklısınız efendim dedi Suratsız. Burada, aşağıda kapana kısılmamızın iyi bir yanı olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Cenaze masrafından kurtuluruz. (Gümüş Sandalye)

– Hapishaneyi kendi kafalarında yaratıyor ve hapishanenin içinde olduklarını düşünüyorlar. Aldatılmaktan öylesine korkuyorlar ki, oradan kurtulamıyorlar. (Son Savaş)

– Geçmişi geri almak mümkün değildir ama her an yeni bir başlangıç yapmak mümkündür. Önemli olan, geçmişte ne yaptığınız değil, şu an ne yapmaya karar verdiğinizdir.

– Gerçek sevgi, kendini vermektir; karşılık beklemek değildir. İnsan, ancak karşılıksız sevdiğinde gerçek sevgiyi deneyimleyebilir. Çünkü sevgi, almak değil, vermektir.

– Karanlık anlar, bize yıldızları gösterir. Hayatın en zor zamanlarında bile ışığı görebilmek için yukarı bakmak gerekir. Karanlık, aydınlığın değerini anlamamızı sağlar.

– Sevgi, birini olduğu gibi kabul etmek ve değiştirmeye çalışmadan sevmektir. İnsan, olduğu gibi sevildiğini hissettiğinde gerçekten özgür olur ve ancak o zaman büyüyebilir.

– İnsan mutluluğu genellikle yanlış yerde arar. Mutluluk, peşinden koştuğumuzda uzaklaşan bir gölge gibidir, ama kendimizi tutkuyla bir şeye adadığımızda ansızın gelip bizi bulur.

– Her son, yalnızca bir kapanış değildir; aynı zamanda yeni bir başlangıcın habercisidir. Kapılar kapandığında umutsuzluğa kapılmak yerine, yeni bir yol açıldığını hatırlamak gerekir.

– Bazı günler, büyük işler başaramayabilirsiniz ama unutmayın ki sadece ayakta kalmak bile bir zaferdir. En karanlık günlerde bile ilerlemeye devam etmek, insanın gerçek gücünü gösterir.

– Gerçek bilgelik, sahip olduğumuz bilgide değil, bilmediklerimizi fark etmemizde yatar. İnsan, ne kadar az şey bildiğini fark ettiğinde, öğrenmeye en açık olduğu noktaya ulaşmış demektir.

– İnsanın kendini bulmasının en iyi yolu, başkalarına hizmet etmektir. Gerçek mutluluk, yalnızca kendimiz için bir şeyler yaptığımızda değil, başkalarının hayatına dokunduğumuzda ortaya çıkar.

– Bir şey kötü gitmeye başlarsa, bir süre için her şeyin daha da kötüye gittiğini görürsünüz; fakat o şey yeniden iyi gitmeye başladığında genellikle her şey çok daha iyi olur. (Büyücünün Yeğeni)

– Hayatta gerçekten istediğiniz bir şey varsa, karşılığında neyi feda etmeye hazır olduğunuzu bilmelisiniz. Büyük hayaller, büyük bedeller gerektirir ve ancak cesaret edenler o hayallere ulaşabilir.

– Her şeyinizi kaybetseniz bile, umudunuzu kaybetmeyin. Çünkü umut, yeniden başlamanızı sağlayan tek şeydir. Her şeye sıfırdan başlayabilirsiniz ama umutsuzluk içinde başlamak, en baştan kaybetmektir.

– Hayatta en önemli şey, hangi dünyada yaşadığınız değil, o dünyada kim olduğunuzdur. Çevreniz ve koşullarınız sizi tanımlamaz; asıl önemli olan, bu dünyada nasıl bir insan olarak varlık gösterdiğinizdir.

– Biz sadece bir insanın kendi malzemelerine dayanarak yaptığı seçımin sonuçlarını görüyoruz. Ama Tanrı onu malzemelerine göre değil, malzemeleriyle neler yaptığına bakarak yargılıyor. (Özde Hıristiyanlık)

– Acı, genellikle kaçmaya çalıştığımız bir şeydir, ama aslında Tanrı’nın bize seslendiği bir megafondur. Mutlulukta fısıldar, vicdanımızda konuşur ama acıyla bağırır. Çünkü bazen bizi uyandırmak için başka çare kalmaz.

– Gerçek dostluk, iki insanın ortak yönleri olduğu için değil, birbirlerinin farklarını kabul edip birlikte büyüyebildikleri için güçlüdür. ‘Sen de mi?’ diye sorduğumuzda değil, ‘Ben yanındayım’ dediğimizde dostluk başlar.

– Cesaret, tüm erdemlerin en önemlisidir çünkü diğer erdemlerin gerçekten var olup olmadığını ortaya çıkaran odur. İnsanın doğruluğu, dürüstlüğü, sadakati ya da sevgisi, ancak zor zamanlarda cesaret gösterdiğinde anlam kazanır.

– Alışkanlıklarımız bizi biz yapar. Kimlerle vakit geçirdiğimiz, hangi kitapları okuduğumuz, hangi düşünceleri zihnimizde beslediğimiz karakterimizi şekillendirir. Hayatınızı değiştirmek istiyorsanız, önce alışkanlıklarınızı değiştirin.

– İnsan neye değer veriyorsa, sonunda onun esiri olur. Para, güç, şöhret ya da aşk… Eğer hayatınızı bunların peşinde koşarak geçirirseniz, sonunda onların kölesi olursunuz. Gerçek özgürlük, değer verdiğiniz şeyleri akıllıca seçmekle başlar.

– İnsanın ruhunun derinliklerinde, hiçbir zaman tam olarak tatmin olmayan bir özlem vardır. Çünkü biz bu dünyaya ait değiliz, daha büyük bir şeye ait olduğumuzu hissederiz. Bu özlem, bizi anlam arayışına yönlendiren en güçlü itici gücümüzdür.

– Alçakgönüllülük, kendini değersiz görmek değildir. Asıl alçakgönüllülük, kendinizi başkalarıyla kıyaslamaktan vazgeçip, kendinizi daha az düşünmeye başladığınızda ortaya çıkar. Gerçek büyüklük, kendinizi küçültmeden başkalarına yer açabilmektir.

– Affetmek, başkası için yaptığımız bir şey gibi görünse de aslında en çok kendimize yaptığımız bir iyiliktir. Öfke ve kin, kalbimizde ağır zincirler gibi asılı kalır. Birini affettiğimizde bu zincirleri kırarız ve fark ederiz ki özgürlüğe kavuşan aslında biziz.

– Kimse, Sentorları gördüğünde onların gülünç olduğunu düşünmez. Kafaları yıldızlardan öğrendikleri antik bilgilerle doludur, ciddi ve heybetli yaratıklardır, kolay kolay mutlu edilemez ve kızdırılamazlar; ama kızgınlıkları kocaman bir dalgaya benzer. (Gümüş Sandalye)

Etiketler:

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz