Arthur Schopenhauer Sözleri

Arthur Schopenhauer (1788-1860), Alman filozof, irrasyonalizm ve pesimizm (karamsarlık) akımlarıyla tanınır. Kant’ın felsefesinden etkilenerek, onun fikirlerini daha radikal bir şekilde yorumlamış ve özellikle irade kavramına odaklanmıştır. En önemli eseri “Die Welt als Wille und Vorstellung” (İstenç ve Tasarım Olarak Dünya), gerçekliğin yalnızca insanın zihinsel temsilleriyle algılanabileceğini ve dünyanın temelinde irrasyonel, doyumsuz bir istenç (ya da irade) bulunduğunu savunur.
Schopenhauer, insanın acı çekmeye mahkûm olduğunu, çünkü arzuların hiçbir zaman tam olarak tatmin edilemeyeceğini öne sürer. Budizm ve Hinduizm’den de etkilenmiş olup, arzuların bastırılması ve sanata yönelmenin, insanın acıdan kurtulmasına yardımcı olabileceğini söyler. Nietzsche, Freud ve Tolstoy gibi isimleri etkilemiş olan Schopenhauer, modern felsefenin önemli figürlerinden biridir.
Arthur Schopenhauer Sözleri Kısa
– Boş eller, işleyen kafaları yaratır.
– Yazgı gaddardır, insanlar ise acınası.
– Mantıkla beslenmeyen şey mantıkla yönetilemez.
– Ahlakın yegane garantisi evrensel merhamettir.
– İnsanları tanıdığımdan beri hayvanları severim.
– Hayatın ilk elli yılı metin, geri kalanı yorumdur.
– Dikensiz gül yoktur ama gülsüz pek çok diken vardır.
– Hayvanlara karşı acımasız olan, iyi bir insan olamaz.
– İç dünyası zengin olan bir kişi yazgıdan çok şey beklemez.
– Bizi rahat bırakan kötülükleri seyretmek bize keyif verir.
– İnsanlar, tabiatları itibariyle şeytan olmaya yatkındırlar.
– Olabildiğince az şey dilemek ve çok şey öğrenmek istiyorum.
Arthur Schopenhauer Sözleri Özlü
– Kendi tecrübenin avantajı büsbütün kesinliğe sahip olmandır.
– İnsan tabii ki istediğini yapabilir ama istediğini isteyemez.
– Doğa, insan türünü ikiye bölerken çizgiyi ortadan çekmemiştir.
– Yıkmak düzeltmekten, yalan söylemek ispatlamaktan daha kolaydır.
– Kütüphaneler insanlığın tek güvenilir ve kalıcı olan belleğidir.
– Aşk sadece türün hayatta kalması, soyunu devam ettirmesi ihtiyacıdır.
– Birbirlerini en çok büyüleyenler, birbirlerini en çok tamamlayanlardır.
– Para deniz suyuna benzer, ne kadar çok içersen o kadar çok ona susarsın.
– İhtiyaç, alt sınıfların sürekli belası, üst sınıfların can sıkıntısıdır.
– Kalbin gerçek, derin barışı ve tüm ruhun huzuru sadece yalnızlıkta bulunur.
– Dünyanın özü kötüdür. Yapılması gereken en iyi şey yaşam istencini reddetmektir.
– İnsanlar, yasalar ile şekillendirilebilirler. Fakat gerçek manada ahlaklı olamazlar
– Başkalarının fikirlerine aşırı derecede önem vermek, herkeste var olan bir manyaklık.
– İnsanlar tutumlarını ve davranışlarını çıkarları değiştiği oranda hızla değiştirirler.
– İnsanların kader dedikleri çoğu zaman sadece kendi kendilerine yaptıkları aptal oyunlar.
– Hiçliğin o keyifli dinginliğini yok yere bozan bir olay diye niteleyebiliriz hayatımızı.
– Her aptal çocuk bir böceği ezebilir. Ama dünyanın bütün profesörleri bir böcek yaratamaz.
Arthur Schopenhauer Kitap Alıntı Sözleri
– Zeki bir insan yalnızlıkta, düşünceleri ve hayal gücüyle mükemmel bir eğlenceye sahiptir.
– Tek tanrılı toplumlarda ateizm ya da tanrısızlık ahlak yoksunluğu ile eş anlamlı olmuştur.
– İnsan hemen hemen bütün gününü okumakla geçirirse, yavaş yavaş düşünme yeteneğini kaybeder.
– Birey için şüphe neyse, parlamento için muhalefet odur. O gerekli olduğu kadar, yararlıdır da.
– Yaşam kısadır ve gerçek; uzak başarılara çalışır ve uzun ömürlüdür: Bırakın gerçeği konuşalım.
– İyimserlik dinlerde olduğu gibi felsefede de gerçeklerin yerini almış temel bir yanılgıdır.[23]
– Dili bir kelime daha fakir kılmak, bir ulusun düşüncesini bir kavramdan yoksun kılmak demektir.
– Mutluluk diye bir şey yoktur. Mutluluk ya geçmişte ya da gelecektedir. Ama ben şimdiyi yaşıyorum.
– Faydalı insanları, deha sahibi insanlarla mukayese etmek, tuğlaları elmaslarla mukayese etmek gibidir.
– Cinsel birleşmedeki esrime hali. İşte bu! Her şeyin gerçek özü ve nüvesi bu, varoluşun amacı ve hedefi.
– Çoğu hakikat sadece kimsenin sorunu ele alacak ve üstüne gidecek cesareti bulamamasından dolayı ortaya çıkmıyor.
– İki ayaklı hayvanların sıradan sohbetleri kadar kısır ve sıkıcı bir sohbeti sürdürmektense hiç konuşmamak daha iyi.
– Dünya, 15 yaşından küçük çocuklara din dersi vermeyecek kadar dürüst olursa, belki o zaman ona umut besleyebiliriz.
– Darkafalıları, gerçeklik olmayan bir gerçeklikle son derece de ciddi bir biçimde uğraşan kişiler olarak tanımlardım.
– Ne sevgiye ne de nefrete yol açmamak dünya bilgeliğinin yarısıdır: hiçbir şey söylememek ve hiçbir şeye ınanmamak da öteki yarısı.
– Gece ve gündüz, siyah ile beyaz gibidir. Gün bize griyi verir. Bazıları içinse pembedir. Hayatın sırrına ermiş biri içinse, tüm günler renksizdir.
– Benim gibi insanlar tarafından geride bırakılan fikirler, anıtlar hayattaki en büyük zevkimdir. Kitaplar olmasa uzun zaman önce umutsuzluğa gömülürdüm.
– İnsan zekasının diğer canlılardan daha üstün oluşu, insanın çektiği ve çekebileceği acıların da diğer canlılardan daha fazla olması ile sonuçlanmıştır.
– Büyük acılar daha önemsizlerinin hissedilmesini engeller ve tersine, büyük acıların yokluğunda en küçük dertler ve sıkıntılar bile bize büyük acı verir.
Arthur Schopenhauer En Çok Beğenilen Sözleri
– Kim ne derse desin, mutlu insanın en mutlu anı, uykuya daldığı andır ve mutsuz bir insanın en mutsuz anı, uykudan uyandığı andır. İnsan hayatı, bir tür hata olmalı.
– Birisi hayatı boyunca büyük bir çocuk gibi kalmayıp ciddi, makul ve mantıklı bir adam olursa, dünyanın çok işe yarar ve adamakıllı bir vatandaşı olabilir ama dahi olamaz artık.
– Karşımızdakinin yalnızca kendi budalalığımız, kusurumuz ve kötülüğümüz olduğunu akıldan çıkarmayarak her insan budalalığına, kusuruna ve kötülüğüne hoşgörülü bir şekilde yaklaşmalıyız.
– Akıllı olan, sohbet sırasında ne hakkında konuştuğundan ziyade kiminle konuştuğunu düşünerek hareket edecektir. Bunu yaptığı takdirde sonradan pişman olacağı hiçbir şey söylemeyeceğinden emindir.
– Kendisine özgü bir yargı oluşturmak pek az kişinin ayrıcalığıdır; bunlar dışında kalan dünyayı otorite ve örnek yönlendirir; onlar başkalarının gözleri ile görür, başkalarının kulakları ile duyarlar.
– Budala kişi yaşamın hazlarının peşinde koşar ve aldandığını görür. Bilge kişiyse belâlardan kaçınır. Bunda başarısız olsa da artık bu budalalığının değil talihin suçudur. Başardığında ise aldanmamıştır.
– Nadiren karşılaşılan istisnalar dışında bütün kadınlar savurganlığa meyyaldir, dolayısıyla mevcut her servet onların ahmaklığından korunmalıdır; bu serveti kendilerinin kazandığı ender durumlar hariç elbette.
– Belirli bir kışkırtma yokken bile, olmayan tehlikeleri aradığım huzursuz bir endişe hali içindeyim; bu durum benim için en ufak dertleri sınırsız derecede büyütüyor ve insanlarla ilişkiyi çok zor hale getiriyor.
– Beyin olanca gücüyle ilerlerken, cinsel sistemlerin korkunç etkinliği daha uykuda olduğu için çocukluk, hayatımız boyunca özlemle geri dönüp baktığımız masumiyet ve mutluluk dönemi, hayatın cennetidir, kayıp cennet.
– Bizim başkası için ne olduğumuzun yeri yabancıların bilincidir. Bu ise bizim için kesinlikle doğrudan doğruya değil ancak dolaylı olarak yani ötekilerin bize karşı davranışını belirlediği ölçüde var olan bir şeydir.
– Krallar taçlarını ve asalarını geride bıraktılar, kahramanlar da silahlarını. Ama aralarındaki, görkemlilikleri dışlarına taşan, bunu dışarıdaki şeylerden almayan büyük insanlar, büyüklüklerini yanlarında götürdüler.
– İnsan kendi bedeninin ağırlığını, hareket ettirmek sevgimesajlarim.com istediği her yabancı cisminkinden farklı olarak, nasıl duyumsamaksızın taşırsa, aynı şekilde kendi kusurlarını ve kötülüklerini değil, ötekilerinkini fark eder yalnızca.
– Başkalarını sayabiliriz, sevebiliriz ya da onlardan nefret edebiliriz. Fakat bir kişiye karşı böyle duygular beslememizin sebebi, o kişinin kendisidir, kimyasıdır, bedenidir ve bunun değişmesi mümkün değildir. O kişi, her ne ise odur.
– Budala kişi yaşamın hazlarının peşinde koşar ve aldandığını görür. Bilge kişiyse belâlardan kaçınır. Bunda başarısız olsa da artık bu budalalığının değil talihin suçudur. Başardığında ise aldanmamıştır. Çünkü kurtulduğu belâlar son derece gerçektir.
– Otuz yaşıma gelene kadar öyle olmayan yaratıklara eşitmişim gibi davranmaktan bıkıp usandım. Bir kedi genç olduğu sürece kâğıt toplarla oynar, çünkü onların canlı ve kendine benzer bir şey olarak görür. İnsan denen iki ayaklı hayvanlar da benim için aynı şeyi ifade ediyor.
– Her şey dinin yanında: vahiy, kehanetler, hükümetin koruması, en yüksek değer ve tanınmışlık… ve hepsinden öte, doktrinlerini çocukluğun körpe çağında zihne kazıma, dolayısıyla neredeyse doğuştan gelen fikirler gibi görülmelerini sağlama şeklindeki paha biçilmez ayrıcalık.
– İnsanlarla kurulan neredeyse bütün bağlar bir kirlenme, bir pislenmedir. Ait olmadığımız acınası yaratıklarla dolu bir dünyaya indik. Daha iyi olan az sayıda insana saygı duymalı ve değer vermeliyiz; gerisine talimat vermek için dünyaya geldik, onlarla arkadaş olmak için değil.
– Kadının fıtraten itaat etmek için yaratılmış olması, gayrıtabii mutlak bağımsızlık konumuna yerleştirilmiş olan her kadının hiç vakit kaybetmeden kendisini öyle veya böyle denetilip yönetileceği bir erkeğe bağlamasından anlaşılmalıdır. Bunun nedeni onun bir efendiye ihtiyaç duymasıdır.
– En büyük bilgelik şu andan zevk almayı hayatın en büyük amacı kılmaktır, çünkü tek gerçek budur, başka her şey düşünce oyunudur. Ama bunun en büyük budalalığımız oldugunu da söyleyebiliz, çünkü yalnızca kısa bir süre için var olan ve bir rüya gibi kaybolan içinde bulunduğumuz bu an asla ciddi bir çabaya değmez.
– Her şeyden evvel hiçbir insan mutlu değildir; bütün hayatı boyunca hayali bir mutluluk peşinde koşup durur, onu nadiren ele geçirir ve ele geçirse bile, geçirmesiyle birlikte bir yanılsamadan, bir düş kırıklığından başka bir şey kalmayacaktır geride; ve kural olarak sonunda bütün umutları suya düşecek ve limana bir enkaz halinde girecektir.
– İleriyi önceden görebilseydik, çocukların ölüme değil, hayata mahkum olan, ama henüz cezalarının ne anlama geldiğini bilmeyecek kadar bilinçsiz olan masum mahkumlar olduğunu görebilirdik. Yine de her insan ileri yaşlara… “bugün kötü ve her gün daha da kötüleşecek, ta ki en kötüsü olana kadar,” denilebilecek bir hayat durumuna ulaşmak ister.
– Ben kalabalıklar için yazmadım… çalışmalarımı, zamanın seyrinde nadir rastlanan istisnalar olarak ortaya çıkacak düşünen bireylere miras bırakıyorum. Onlar da benim gibi ya da gemisi batıp ıssız bir adaya çıkan ve kendisinden önce aynı sıkıntıları yaşayan birinin izlerinin, ağaçlardaki bütün papağanlardan ve maymunlardan daha fazla teselli sunduğu bir denizci gibi hissedeceklerdir.
– Acelemiz varmış gibi içinde yaşadığımız şu anın, hemen geçmiş zaman olması için elimizden geleni yapıyoruz. Çünkü şimdiki zamanın, geçmiş zaman olduğunda sonsuzluğun ışığı altında hafızamıza kazınacağını biliyoruz. İşte bu hafıza, tüm bu anıları bizim için saklar ve beklediğimiz o kötü gün geldiğinde sonsuzluğun perdesini aralayarak bizim içsel hasretimizin nesnelliği olmasını sağlar.
– Kadınlar, tabiatları gereği ilk çocukluk dönemimizin bakıcıları ve mürebbiyeleri gibi davranmaya yatkındırlar (onlar bu işler için biçilmiş kaftandırlar), bunun tek nedeni kendilerinin çocuksu, uçarı ve kısa-dar görüşlü olmalarıdır- tek kelimeyle onlar bütün hayatları boyunca koca çocuklardır, çocuk ile gerçek anlamda bir insan olan yetişkin erkek arasında bir orta nokta, bir ara merhaledirler.
– Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker… Nihai olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve özenle devam ederiz, tıpkı sonunda patlayacağından emin olsak da, olabildiğince uzun ve büyük bir sabun köpüğü üflememiz gibi.
– İnsanın olası mutluluğunun ölçüsü bireyselliğiyle önceden belirlenmiştir. Özellikle, zihinsel gücünün sınırları yüksek bir hazzı alma yeteneğini sonsuza dek belirlemiştir. Bu sınırlar darsa, dışarıdan gelen tüm çabalar, insanların ve şansın onun için tüm yaptıkları o kişiyi sıradan, yarı hayvansı insani mutluluğun ve hoşnutluğun ötesine geçiremezler. O kişi duyusal zevklere, rahat ve keyifli aile yaşamına, düşük bir dost canlılığına ve kaba saba bir zaman öldürmeye bağlı kalır.
– Soğuk bir kiş sabahı çok sayıda kirpi donmamak için hep birlikte ısınmak üzere bir araya toplanır. Ama kısa süre sonra oklarının birbirleri üzerindeki etkilerini görüp yeniden ayrılırlar. Isınma gereksinimi onları bir kez daha bir araya getirdiğinde okları yine kendilerine engel olur ve iki kötü arasında gidip gelirler, ta ki birbirlerine katlanabilecekleri uygun mesafeyi bulana kadar. Bunun gibi, insanların hayatlarının boşluğundan ve tekdüzeliğinden kaynaklanan toplum gereksinimi onları bir araya getirir, ama nahoş ve tiksinti verici özellikleri onları bir kez daha birbirinden ayırır.
Henüz yorum yapılmamış.