Erlend Loe Sözleri

Erlend Loe, 24 Mayıs 1969 tarihinde Norveç’in Trondheim kentinde doğmuş bir yazardır. Aynı zamanda senaristlik ve sinema eleştirmenliği de yapmaktadır. Edebiyat kariyerine 1993 yılında yayımladığı ilk romanı Tatt av kvinnen (Kadının Fendi) ile adım atmıştır. Hem yetişkinler hem de çocuklar için eserler kaleme alan Loe’nun yazı dili genellikle “naif” olarak tanımlanır; mizah, ironi ve abartılı anlatımı ustalıkla harmanlayan bir üslubu vardır.
Loe, özellikle 1996 yılında yayımladığı Naïve. Super. adlı romanıyla uluslararası çapta tanınmış, bu eser 20’den fazla dile çevrilmiştir. 2004 yılında yayımlanan Doppler ise modern şehir yaşamına eleştirel bir bakış sunar; ormana çekilip sadece bir geyikle yaşamaya başlayan bir adamın hikâyesini anlatır. Yazarın öne çıkan diğer eserleri arasında L, Fakta om Finland, Volvo Trucks, Muleum, Vareopptelling, Slutten på verden slik vi kjenner den, Dyrene i Afrika ve Helvete (Cehennem) yer alır.
Çocuk edebiyatında da üretken olan Loe, “Kurt” serisiyle büyük ilgi görmüştür. Bu kitaplar, Kim Hiorthøy tarafından resimlenmiştir. Yazarlık öncesinde psikiyatri kliniğinde çalışan Loe, daha sonra gazetecilik yapmış ve uzun yıllardır senaryo yazımıyla da ilgilenmektedir. Norveç’te senaristlerden oluşan “Screenwriters Oslo” grubunun da bir üyesidir.
Eserlerinde sade bir dil kullanan Loe, kapitalizm, tüketim kültürü, bireycilik ve doğadan kopuş gibi konuları işler. Bu temaları hem eğlenceli hem de düşündürücü bir biçimde ele alır. Yazar, edebi başarısı sayesinde Cappelen Ödülü, Norveç Kitapçılar Ödülü ve Aschehoug Ödülü gibi çeşitli ödüllere layık görülmüştür. Erlend Loe, çağdaş Norveç edebiyatında sade ama derin anlatımıyla kendine özgü bir yer edinmiştir.
Erlend Loe En Güzel Sözleri
– “Bisiklete binen herkes benim dostumdur.” (Naif.Süper.)
– İnsanın aslında mutlu değilken mutlu olduğuna inanması oldukça yaygın bir yanılgı. (Kadının Fendi)
– Ne kimseyle konuşacak ne de kimseyi affedecek hali var. (Doppler)
– Harika ve olasılık dışı şeyler her zaman aynı anda olur zaten ama çoğunlukla bundan haberimiz olmaz. (Volvo Kamyonlar)
– “İnsanların olduğu yerde artık sadece onları görüyorsun… Bu hasta bir yanılsama.”
– “Bir şeyler olmak zorunda. Büyük bir şey olması gerekmiyor. Sadece… bir şey.” Naïve. Super. (1996)
– “Kar istiyorum. Kar tek sevdiğim hava durumu. Gerçek zenginlik budur.” Doppler (2004)
– Dünyaya faydalı biri olmak isterdim. Harika olurdu. Ama bunun mümkün olup olmadığını bilmiyorum. Dünyaya faydalı olmak için ne gerektiğini bilmiyorum. Karşılaştığım herkese gülümsemenin yeterli geleceğinden de pek emin değilim. İkinci harika şey, fark yaratmayan biri olabilmek. Dünyaya ne iyi ne de kötü kılan biri. Bu belki pek tatminkâr değil ama bu kategoriye giren çok kişi var. Yalnız olmayacağım kesin. En kötü seçenek ise dünyayı daha da kötü bir yer haline getiren biri olmak. Bundan kaçmayı deneyeceğim ne pahasına olursa olsun. Ama o kadar kolay olduğunu sanmıyorum. Belki de dürüst olmayan fena insanlarla düşüp kalkarım. En iyilerimizin bile başına gelebilir. İşte o zaman takılıp kalırım. Dünya biraz daha kötü bir yer olur ve sokakta karşılaştığım insanların yüzüne bakamaz hale gelirim. Böyle şeyler gelir başa, hem de birdenbire. (Naif.Süper.)
– “I still don’t know if things fit together, or if everything will be all right in the end. But I believe that something means something. I believe in cleansing the soul through fun and games. I also believe in love. And I have several good friends, and just one bad one.” “Hâlâ şeylerin birbirine oturup oturmadığını, her şeyin sonunda yoluna girip girmeyeceğini bilmiyorum. Ama bir şeylerin anlamı olduğuna inanıyorum. Ruhun oyun ve eğlenceyle arınacağına, aşka inandığıma… Birkaç iyi arkadaşım var, sadece bir tane kötü arkadaşım.”
– Neredeyse bedava çalışıyorlar, kabul edilemez koşullar altında yaşıyorlardı, başka bir yaşamı seçme şansları yoktu ve bütün bunlar, bir dahaki sefere hülyalar içinde demli bir çayla keyif yaparken, aklımızın bir köşesinde olmalıydı. (Volvo Kamyonlar)
– Kafama taktığım en son şey insanların ne düşündüğü. Ne düşünürlerse düşünsünler. (Doppler)
– “Bence büyük şeylerle çok küçük şeylere daha çok kafa yoruyorum. Ortadaki her şey pek ilgimi çekmiyor.” Naïve. Super. (1996)
– “Hepimiz dünyadaydık… faydasız bir biçimde faydasızdık.” Doppler (2004)
– Belki hayat daha güzel olabilir ama bir hikâye değil. (Volvo Kamyonlar)
– “I have the strangest thoughts in my head, maybe I should not write them down.” “Kafamda en tuhaf düşünceler var, belki de onları yazmamalıyım.”
– “I don’t want all that much. But I want to be fine. I want to live a simple life with many good moments and a lot of fun.” “Çok şey istemiyorum. Ama iyi olmak istiyorum. Basit bir hayat, bolca güzel an ve eğlence istiyorum.”
– “It’s good for me to see so many other people who are not me… Most of them are doing the best they can. I am also doing the best I can.” “Ben olmayan bu kadar çok insanı görmek bana iyi geliyor… Çoğu, elinden gelenin en iyisini yapıyor. Ben de elimden gelenin en iyisini yapıyorum.”
– Kendimi yalnız hissediyorum, ben kendimi hep yalnız hissettim. (Doppler)
– …çocuklarınıza tek başına ayakta kalmayı öğretmiyorsunuz artık. Bu sizin sonunuz olacak… (Volvo Kamyonlar)
– “Yaşamım son zamanlarda azıcık tuhaflaştı.Her şeye karşı ilgimi kaybettiğim bir noktaya vardı.” (Naif.Süper.)
– “Çok şey istemiyorum. Sadece iyi olmak istiyorum. Basit bir hayat, bolca güzel an ve biraz eğlence.” Naïve. Super. (1996)
– “Bildiğim çok fazla kafa karıştırıcı şey var. Hep başka yerlerde olan şeyler…” Naïve. Super. (1996)
– “Everything seemed meaningless to me. All of a sudden. My own life, the lives of others, of animals of plants, the whole world. It no longer fitted together.” “Her şey bana anlamsız görünüyordu. Birdenbire. Kendi hayatım, başkalarının, hayvanların, bitkilerin, bütün dünya. Artık hiçbir şey uyumlu değildi.”
– Mesafeyi genişletmek için sınırlarını kaydırmayı denemesi gerektiğini ima ediyorum (Kadının Fendi)
– Hepimizin zor zamanları oluyor. Anlamsızlığın üzerimize çöktüğü, bizim her şeyi hor görüp alaycılık batağına saplandığımız günler. Sevgiye ve işlerin sevgimesajlarim.com sonunda daha iyiye gideceğine inanmaktan vazgeçtiğimiz anlar. Böyle bir anda, cılız ve titrek bir çocuk sesinin güzel bir şarkı söylediğini duymak bir lütuf olmalı (Naif Süper)
– Bazen bazı şeylerin birbiriyle bağlantısı eğlenceli oluyor. Bazen de bazı şeylerin birbiriyle bağlantısı daha az eğlenceli oluyor ya da hiç eğlenceli olmuyor. (Volvo Kamyonlar)
– “Her şeyin sonunda düzeleceğinden emin değilim. Ama bir şeylerin bir anlamı olduğuna inanmak istiyorum. Ruhun oyunlarla ve neşeyle arınabileceğine inanıyorum. Aşka da inanıyorum.” Naïve. Super. (1996)
– Yoluna konulması gerekenler öyle az buz değil. (Naif.Süper.)
– “İnsan, oturduğu dalın en ucuna kadar yürümeye cesaret edebilmeli. Hatta bindiği dalı bile kesebilmeli.” Doppler (2004)
– “Dünya artık anlamlı gelmiyordu… Her şey birbirine yabancıydı. Hiçbir şey uyumlu değildi.”
– “There are too many confusing things present. Things I know. Thoughts I have. Sarcasm. Things I think I ought to be doing and places I ought to be going. Always other places.” “Çok fazla kafa karıştırıcı şey var. Bildiğim şeyler, düşündüklerim, alaycılık… Yapmam gereken şeyler, gitmem gereken yerler… Hep başka yerler.”
– Stay close to me… (Volvo Kamyonlar)
– “Hiç karşılaşmayacağız belki. Ama bilmeni istiyorum… Zaman yok. Bu yüzden rahat ol.” Naïve. Super. (1996)
– Günlerin isimleri, yılların sayıları yoktu artık. Düşünceler gelip gidiyordu, düzensizce, yavaşça.. (Bildiğimiz Dünyanın Sonu)
– Ama düştüğünü görüyorum. Yine ayağa kalkacaksındır. Dostun olabilirim. (Volvo Kamyonlar)
– “İnsanın aslında mutlu değilken mutlu olduğuna inanması oldukça yaygın bir yanılgı .” (Kadının Fendi)
– “Something is going to have to happen. Not necessarily something big. Just something.” “Bir şey olmak zorunda. Zorunlu olarak büyük bir şey değil. Sadece bir şey.”
– “Hepimizin içinde boğuşmamız gereken bir karanlık var.” (Kadının Fendi)
– “One problem with people is that as soon as they fill a space it’s them you see and not the space… It’s a sick illusion.” “İnsanların sorunlarından biri, bir mekânı doldurduklarında artık mekanı değil, onları görürsünüz… Bu hasta bir yanılsama.”
– “İnsanlarla karşılaşmak istemiyorum. Benden tiksindiriyorlar. Giderek daha fazla. Ama süt almam gerek.” Doppler (2004)






Henüz yorum yapılmamış.