Web sitemize hoşgeldiniz, 16 Ocak 2025
Anasayfa » Ünlü Sözleri » Yahya Kemal Beyatlı Sözleri

Yahya Kemal Beyatlı Sözleri

Yahya Kemal Beyatlı Sözleri

Yahya Kemal Beyatlı (2 Aralık 1884 – 1 Kasım 1958), Türk edebiyatının en önemli şairlerinden ve düşünürlerinden biridir. Hem Osmanlı hem de Cumhuriyet döneminde edebiyat, sanat, politika ve kültür alanlarında derin etkiler bırakmıştır.

Yahya Kemal Beyatlı Sözleri Anlamlı

– Ankara’nın en çok İstanbul’a dönüş yolunu sevdim.

– O eski İstanbul, o büyük, o güzel, o rengarenk İstanbul ki bir defa gören Avrupalılar memleketlerine dönünce nakletmekle, yazmakla, çizmekle bitiremiyorlardı.

– Sahte bir şiir iyi okunamaz… olsa olsa mevzun cümlelerden mürekkep bir parçayı iyi kıraat etmiş olur.

– Müverrih Cevdet Paşa ile edip Namık Kemal bir tek adam olsalardı XIX. asırda büyük bir nasirimiz olurdu. Fuzuli ile Naili-i bir tek adam olsalardı eski şiirimizin zevkine doyamazdık.

– Eğer biz İstanbul’un kıymetini tamamen bilirsek İstanbul uyanmaya başlıyor demektir.

– Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik. Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik.

– Hülyası kalmayınca hayatın ne tadı var, Bitsin hayırlısıyla bu beyhude sonbahar, Büyük Allâh’ı anarken bir ağızdan herkes, Nice bin dalgalı Tekbîr oluyor tek bir ses

– Mağlupken ordu, yaslı dururken bütün vatan,Rüyama girdi her gece bir fatihâne zan

– Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç.Bu son fasıldır еy ömrüm nasıl gеçеrsеn gеç!

– Ya şevk içinde harâb ol, ya aşk içinde gönül! Ya lâle açmalıdır göğsümüzde yâhud gül.

– Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.

– Ölmek kaderde var, yaşayıp köhnemek hazin Bir çare yok mudur buna ya Rabbe’l alemin.

– Avrupa toprağında, İslam cennetinin yeşil ve ruhani bir bahçesi…

– Bir yoldu parıldayan, gümüşten, Gittik… Bahs açmadık dönüşten.

– Kuru ekmekle, bayat peyniri lezzetle yiyen, Çeşmeden her su içerken: “Şükür Allah’a” diyen, Yaşıyor sade maişetlerin en safında; Ruh esen kuytu mezarlıkların etrafında.

– Doktorlara sorarsanız karaciğer mükemmel, kalp mükemmel, böbrek mükemmel, tansiyon mükemmel! Yalnız ben berbat bir haldeyim.

– Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyedî nâmın, Gâlib et, çünkü bu son ordusudur İslâm’ ın.

– Şu kopan fırtına Türk ordusudur Yâ Rabbi! Senin uğrunda ölen ordu budur Yâ Rabbi!

– Çok insan anlayamaz еski musikimizdеn vе ondan anlamayan bir şеy anlamaz bizdеn.

– Durmuş saat gibiydi durup gеçmеyеn zaman. Donmuş sükût içindе günеş görmеyеn cihan.

– Ölmеk kadеrdе var, bizе ürküntü vеrmiyor; Lâkin vatandan ayrılışın ıztırâbı zor.

– Aşkın sihirli şarkısı yüzlerce dildedir.

– Artık ne gelen, ne beklenen var; Tenhâ yolun ortasında rüzgâr, teşrin yapraklarıyla oynar.

– Şiirin birbirinin zıddı olan iki nev’i vardır: Biri inbikten geçirilmiş ve hâlis küûl olanıdır; diğeri de dağ tepelerinden akan, taşlar arasında yıkana yıkana gelen billûrdur. Bu iki nevi şiir, yer yüzünde bütün halk için daha çoşkun olan saz şairlerimizin karacaoğlan’ın Ruhsati’nin, Dadaloğlu’nun benzeri olmayan mısralarında görülür.

– Bin bir tepe yükselen Boğaz’dan, Baktıkça vatan görünsün engin: Her yıl, bir ömür boyunca, yazdan,  Yelkenler açılsın ufka gergin.

– Ayrılmanın bıraktığı hicran derindedir! Güçlü olan, yenilmeyen, yalnız azimdir..

– Bir nesil evvelkilere mevhum saltanat tatlı bir hayal, milliyetler esasları üzerinde bir Türk milliyeti acı bir hakikat görünüyor. Bugün biz o mevhumeye acı hayal,Türk devletine tatlı hakikat diyoruz.

– Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.

– Ne harâbiyim ne harâbatiyim,Kökü mâzide olan bir âtiyim.

– Zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta…

– Kalbimin takati yok, hem bu duyuş çok sürecek…Macera başlamadan ben buradan ayrılayım.

– Bu gece, bu saat, ben bu satırları yazarken Hırka-i Saadet Dairesi’nde Kur’ân okunuyor! Siz bu saat benim bu satırlarımı okurken Hırka-i Saadet Dairesi’nde Kur’ân okunuyor. Tam dört yüz seneden beri de böyle fâsılasız okunmuş…

– Şiirde lisan, zevk, fikir, mazmun, her şey eskir, yalnız aşk eskimez her dem tazedir.

– Dünya güzel göründü resimleşmiş uykuda

– Bir milletin dilini ifade edecek olan sanatkarın o milletin, bütün tarihinde dilinin geçirmiş olduğu Safhaları sadece bilmesi değil, benimsemesi lazımdır. Her millette olduğu gibi, bizde de kelimeleri şiir canlandırmış nesir sadece kullanılmıştır.

– Yaprak nasıl düşerse akıp kaybolan suya,Ruh öyle yollanır uyanılmaz bir uykuya,Duymaz bu anda taş gibi kalbinde bir sızı;Farketmez anne toprak ölüm maceramızı.

– İstanbul’un her köşesini keşfetmeye ömrüm kifayet etmeyecek diye korkuyorum.

– Zaman; mazi, hâl ve istikbal diye üçe taksim edilirse de bu çok itibari bir taksimdir.Sabit olan bir şey üçe taksim edilebilir; lâkin dâima yürüyen bir şey taksim edilemez.”Hâl” dediğimiz şey yarından sonra “mazi” olacaktır.İstikbâl dediğimiz gelecek günler dahî, zaman yürürken hâl olacaklar, sonra maziye karışacaklardır.Hakikatte mazi, hâl ve istikbâl yoktur. Ortada bir “imtidâd” vardır.

– Siyasette, doğru her zaman biraz geç söylenir.

– Bütün bu amiller, gitgide, devleti Latinlikten uzaklaştırıyor, ekseriyeti şarklı, Hristiyan ve Eski Yunancadan bozma bir dille konuşan halka mal ediyor.

– Mazi yosunla örtülü bi göl ki yok dibi,/ Mevsim serin ve bahçede yaprak yığın yığın.

– Kalbi olanların dili yok, dili olanların kalbi yok.

– Üstümüze zaman yağdı, hüznümüz ondan…

– Dünyada hеr millеtin vatanı diğеr bir millеtin mirasıdır.Türkçe ağzımda annemin ak sütü gibidir.

– İstanbul’da çok zaman yaşamış, yaşadıkça sevgimesajlarim.com birçok semtleri sevmiş, sevdikçe onları, zamanın derinliğine doğru, enine boyuna öğrenmiş bir insan, yaşı ilerledikçe öğrendikleriyle o kadar dolar ki bu şehrin sonu gelmez güzellikleri olduğuna inanır.

– Artık demir almak vakti gelmişse zamandan!.. Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan..

– İnsan alemde hayal ettiği müddetçe yaşar.

– Güçlü olan, yenilmeyen yalnız azimdir.

Etiketler:

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz