Web sitemize hoşgeldiniz, 14 Eylül 2024
Anasayfa » Ünlü Sözleri » Sabahattin Ali Sözleri

Sabahattin Ali Sözleri

Sabahattin Ali Sözleri

Türk yazarlarının içinde popüler olarak bilinen ve kitapları hemen hemen herkes tarafından okunmuş olan Sabahattin Ali’nin sözlerinden oluşan bir yazı hazırladık. Yine Sabahattin Ali kısa Sözleri, Sabahattin Ali umut Sözleri, Sabahattin ali aldırma gönül sözlerini de okuyabilirsiniz.

Sabahattin Ali Alıntılar

– Allah bize çektirenlerin yanına koymaz.

– Yüzün çiçeklerin en güzelidir.

– Daha pek doymamışken yaşamın tadına

– Beni anlayamazsan gözlerime bakınca

– Göğsümde şimdi yalnız onun aşkı yatıyor

– Riyakârlık tesellide son haddini bulur.

– Aradığım yerlere benzeyiş buldum sende.

– Seni çıkarsam, ömrüm başlamadan bitiyor.

– Senden başka her şeyi bir mangıra satıyor.

– Fakat dünya insan olmayan insanlarla doludur.

– Sessiz sedasız bir köşeye çekilip yaşamak lazım.

– İçimde yarım kalmış bir konuşmanın üzüntüsü vardı.

– Unuttum diyemem fakat üzerimde bir tesiri kalmamış.

– Dünyada hayatın bir tek manası varsa o da sevmektir.

– Herkese içindeki iyilik kadar iyi bir hayat dilerim.

– Anadolu’da işsizliğin doğurduğu yegane iş dedikodudur.

– Bir insandan haksız yere şüphe etmek en korkunç şeydir.

– Gidersem istikbalimi kaybedecektim, fakat durursam aklımı.

– Kendisinden daha dün ayrılmış gibi taze bir hasret duydum.

– Yerinde bir cevap, keskin bir nükte bütün hakikatlere bedeldi.

– Böyle dümdüz bir beynim olacağına hiç olmamasını tercih ederdim.

– Seni seviyorum. Deli gibi değil gayet aklı başında olarak seviyorum.

– Mevcut olmayan bir şeye malik olalım derken, mevcut olanları kaybettik.

– Her şeyi, her şeyi, bilhassa ruhumu hiç bulunmayacak yerlere saklamalı.

– Bilir misin, bizim en büyük maharetimiz nefsimizden beraat kararı almaktır.

– Yalnız onun yanındayken içimi müthiş bir korku, onu kaybetmek korkusu sarardı.

– Varlığı büyük boşlukları dolduracak mahiyette değildi; fakat yokluğu müthişti.

– Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisIi ve yalpalı bir denizdi.

– İlkbahar gibi bir mevsimi olan bu dünya, üzerinde yaşanmaya değer. Ne olursa olsun.

– Bekleyen her şey bir gün solar ve ölür. Bu bir papatya da olabilir veyahut “umut” da.

– Daha iyi, daha aydınlık bir yere varılacağına inanılmadan nasıl olur da bu yol yürünür?

– Çiçek açsın mı gönlünüz? O zaman tebessüm ediniz zarifçe tüm anlamsız boş hüzünlerinize.

– Belki de yeni başlangıç yapmanın vaktidir, yeni bir başlangıç için her şeyi yıkmanın vakti.

– Hayatta hiçbir zaman kafamızdaki kadar harikulade şeyler olmayacağını henüz idrak etmemiştim.

– Herkes ne diyecek! Herkesten ne gördüm ki? Bu herkes dedikleri şey beni üzmekten başka ne yaptı.

– Kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı?

– İnsanlar birbirinin maddi yardımlarına ve paralarına değil, sevgilerine ve alakalarına muhtaçlar.

Sabahattin Ali Kısa Sözleri

– Dünyada en tahammül edilemeyecek şey de aşık olmadığımız birisiyle beraber yaşamak mecburiyetidir.

– Saadet, hayatı olduğu gibi kabul etmektir. Ne bir şey ilave etmeli, ne de ondan bir şey eksiltmeli.

– Kimseye ihtiyacım yok. Kimseye minnettar olmak, kimsenin dostluğunu, lütfunu istemek niyetinde değilim.

– Niçin rüzgârlı sonbahar akşamlarında, sessizce yan yana yürüyerek ruhlarımızın konuştuğunu dinleyemiyoruz?

– Sanat bir ifadedir; her devir, her medeniyet başka türlü duyar ve pek tabii olarak başka türlü ifade eder.

– Dünyada hayatın bir tek manası varsa o da sevmektir. Hatta mukabele edilmesini bile beklemeden sadece sevmek.

– Bazen bütün insanları boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum, bazen de hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum.

– Bu akşam anladım ki, bir insan diğer bir insana bazen hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla sarılabilirmiş.

– Ondan ayrılmanın bana güç geleceğini biliyordum. Fakat bunun bu kadar korkunç, bu kadar acı olacağını tasavvur edememiştim.

– İnsan dünyaya sadece yemek, içmek, koynuna birini alıp yatmak için gelmiş olamazdı. Daha büyük ve insanca bir sebep lazımdı.

– Artık hayatının sahifelerinden yeisi, bedbinliği, kederi sil çünkü kuvvetli bir kafanın sevince çeviremeyeceği ıstırap yoktur.

– Ben böyleyim işte! dedi. Ben garip bir kadınım. Benimle ahbaplık etmek isterseniz birçok şeylere tahammüle mecbur kalacaksınız.

– Biz istiyoruz ki, bu memlekette yapılan her iş, üç beş kişinin çıkarına değil, bu toprakları dolduran milyonların yararına olsun.

– Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim. Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz.

– Sen bu karanlık ömrümün içine bir sevinç ışığı gibi, kurumaya yüz tutan ekinlere can veren bir nisan yağmuru gibi birdenbire geldin.

– Fakat her şey geçer, her şey unutulur. Kendini bir felâketin içinde kaybetmenin mânâsı yoktur. İnsan birazcık da kalender olmalıdır!

– Kendinde her şeyi yapabilecek kuvveti görmek, sonra yapılacak hiçbir şey bulamamak. Tükenmek bilmez bir sabırla bir meçhulü beklemek.

– Yalnız bir şeye kızıyorum kardeşim: Bari bu hiçliği düşünemeyecek kadar aptal olsaydım. Kendimi bir şey zannedebilseydim. İnansaydım.

– Ne kadar çok insanı seversek, asıl sevdiğimiz bir tek kişiyi de o kadar çok ve kuvvetli severiz. Aşk dağıldıkça azalan bir şey değildir.

– Hapishane ancak serseriler, köylüler ve aşağı tabakadan insanlar içindi; bir Hilmi Bey’in oğlu, adam öldürse bile, onlarla bir tutulamazdı.

– Ben ikide bir de böyle oluyorum, bazen bütün insanları boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum, bazen de hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum.

– Bitmiyor, sadece bazen belki güneşli bir günde veya kalabalık bir gecede geçtiğini sanıyorsun ama geçmiyor esasında. Alışıyorsun zamanla. Asla bitmiyor.

– Günün birinde ya çıldıracağız, ya da dünyaya hâkim olacağız. Şimdilik bir rakı parası bulmaya çalışalım ve parlak istikbalinizin şerefine birkaç kadeh içelim.

– Kendimi bildim bileli, bütün günlerimi, haberim olmadan ve nefsime itiraf etmeden, bir insanı aramakla geçirmiş ve bu yüzden bütün diğer insanlardan kaçmıştım.

– Bu şeytan hepimizde vardır. Bizim sanatkâr tarafımız onun çocuğudur. Bizi gündelik hayatın dışına çıkaran, bize insanlığımızı, makine olmadığımızı idrak ettiren odur.

– İçimizde şeytan var. Can kırıkları var. Nefret var, yalanlar var. Bir yanımız bizi çoktan terk etmiş, kaçıyor. Melankoli ve hüsran var. Keşke bazı geceler hiç sabah olmasa.

– O zamana kadar bütün insanlardan esirgediğim alaka, hiç kimseye karşı tam manasıyla duymadığım sevgi sanki hep birikmiş ve muazzam bir kütIe halinde şimdi bu kadına karşı meydana çıkmıştı.

– Benim ay ışığını ne kadar sevdiğimi bilemezsin. Mehtaplı gecelerde yalnız başıma gezmek kadar hoşuma giden şey yoktur. Yalnız, bilmem dikkat ettin mi, mehtap insana daima bir arkadaş aratır.

Sabahattin Ali Sözleri Uzun

– Çünkü nedense hepimizde , maddi olsun manevi olsun, bütün dertlerimize bir isim takmak merakı vardır, bunu yapamazsak büsbütün çılgına döneriz. Mamafih insanlarda bu merak olmasa doktorlar açlıktan ölürlerdi.

– Ona hakikaten dargın değildim; asla kızmıyordum. Sadece müteessirdim. “Bunun böyle olmaması lazımdı.” diyordum içimden. Demek ki beni bir türlü sevemiyordu. Hakkı vardı. Beni hayatımda hiç, hiç kimse sevmemişti.

– İnsan tahammül edemeyeceğini zannettiği şeylere pek çabuk alışıyor ve katlanıyor. Ben de yaşayacağım. Ama nasıl yaşayacağım! Bundan sonraki hayatım nasıl dayanılmaz bir işkence olacak! Ama ben dayanacağım. Şimdiye kadar olduğu gibi.

– Ne yaratacaksın? Yaratmak yoktan var etmektir. En akıllımızın kafası bile bizden evvelkilerin depo ettiği bir sürü bilgi ve tecrübenin ambarı sevgimesajlarim.com olmaktan ileri geçmez. Yaratmak istediğimiz şey de bu mevcut malları şeklini değiştirerek piyasaya sürmekten ibaret.

– İçimde, bir yolculukta tanışıp alıştığım, fakat pek çabuk ayrılmaya mecbur olduğum bir insana veda eder gibi bir his vardı. Artık bu sergiye ayak basmayacağımı biliyordum. İnsanlar, birbirlerinden hiçbir şey anlamayan insanlar, beni buradan da kaçırıyorlardı.

– Bana öyle geliyor ki, hakikaten yapabileceğimiz bir tek iş vardır, o da ölmek. Bak, bunu yapabiliriz ve ancak bu takdirde irademizi tam bir şey yapmakta kullanmış oluruz. Ben ne diye bu işi yapmıyorum diyeceksin! Demin söyledim ya, müthiş bir gevşeklik içindeyim. Üşeniyorum. Atalet kanunu icabı sürüklenip gidiyorum.

– Düşün ki şuan da çehresini hatırlayamıyorum bile fakat hafızamdan daha derin bir yere onun bir taşa hakkedilmiş kadar keskin bir tasvirinin, akılların almayacağı kadar eski zamanlardan beri mevcut olduğuna eminim. Şu kalabalığın içine gözlerim kapalı olarak karışsam bir kuvvet beni muhakkak hiç şaşırtmadan doğru ona götürecektir.

Etiketler:

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz