Web sitemize hoşgeldiniz, 18 Haziran 2025
Anasayfa » Ünlü Sözleri » Daniel Goleman Sözleri

Daniel Goleman Sözleri

Daniel Goleman Sözleri

Daniel Goleman, duygusal zekâ (emotional intelligence) kavramını popülerleştiren Amerikalı bir psikolog, yazar ve gazetecidir. 7 Mart 1946’da doğan Goleman, Harvard Üniversitesi’nde psikoloji alanında eğitim almış ve uzun yıllar The New York Times gazetesinde beyin ve davranış bilimi üzerine yazılar yazmıştır.

En çok 1995 yılında yayımladığı Emotional Intelligence (Duygusal Zekâ) adlı kitabıyla tanınır. Bu kitap, IQ’nun başarı için tek belirleyici olmadığını, duygusal zekânın (EQ) da en az bilişsel zekâ kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır. Goleman’a göre, bireylerin kendi duygularını tanıma, yönetme ve başkalarının duygularını anlama becerileri, iş ve özel hayatta büyük bir etkiye sahiptir.

Goleman, duygusal zekâ kavramının yanı sıra liderlik, empati, odaklanma ve bilinçli farkındalık (mindfulness) gibi konular üzerine de birçok çalışma yapmış ve bu alanlarda kitaplar yayımlamıştır. Özellikle iş dünyasında liderlik ve insan ilişkileri açısından duygusal zekânın önemine dikkat çeken Primal Leadership (İlkel Liderlik) gibi eserleri de bulunmaktadır.

Çalışmalarıyla psikoloji, kişisel gelişim ve yönetim alanlarında büyük bir etki yaratan Goleman, günümüzde de duygusal zekâ üzerine seminerler vermeye ve araştırmalar yapmaya devam etmektedir.

Daniel Goleman En Güzel Sözleri

– Diğerinin acısı, benim de acımdır.

– En dinlendirici ortamlar doğadadır.

– Olaylar, kişilerin verdikleri anlamlarla ilgilidir.

– İnsanları tehlikeye atan şey, düşmanca duygulardır.

– Empati eksikliği, birçok sosyal sorunun temel nedenidir.

– Hayatımızın çok büyük bir kısmı otomatik olarak yaşanmaktadır.

– Duygularınızı anlamak, onları kontrol edebilmenin ilk adımıdır.

– Siyasetçiler bizim refahımızdan sorumludur, diyor Weber. (Odak)

– İyi bir karar, yalnızca mantıkla değil, duygusal zekâyla da alınır.

– Eğer her şeyi bilinçli olarak yapsaydık korkunç bir durumda olurduk.

– Başkalarının hislerini anlamak, iyi bir iletişimci olmanın temelidir.

– Bir insan, duygularını yönetmeyi öğrendiğinde gerçek anlamda özgür olur.

– İnsan ilişkilerinde en büyük farkı yaratan şey, nasıl hissettirdiğinizdir.

– Özgüven, insanın kendini tanıması ve duygularıyla barışık olmasıyla başlar.

– Büyük şeylerin hiçbiri coşkusuz gerçekleşmemiştir. (Duygusal Zeka ve Liderlik)

– Rahatsız edici hisleri bastırmanın fizyolojik bir bedeli vardır. (Sosyal Zeka)

– Gerçek mutluluk, sadece dışsal başarılarla değil, içsel dengeyle de ilgilidir.

– Başarıya giden yol, kişinin duygularını yönetebilmesiyle doğrudan bağlantılıdır.

– Başarının sırrı yalnızca bilgi değil, duygusal dengeyi sağlayabilme becerisidir.

– Etkili liderler, insanları motive etmek ve onlara değer vermek konusunda ustadır.

– Etkili iletişim, yalnızca sözlerle değil, duyguları doğru yöneterek de gerçekleşir.

– Başkalarının hislerine saygı göstermek, güçlü bir sosyal çevre oluşturmanın temelidir.

– Zor durumlarda serinkanlı kalabilmek, hayatta başarılı olmanın anahtarlarından biridir.

– Stresi yönetebilmek, duygusal zekâsı yüksek insanların en önemli yeteneklerinden biridir.

– Hayatta en önemli şeylerden biri, hayal kırıklıklarıyla nasıl başa çıkılacağını bilmektir.

– Duygusal zekâsı yüksek insanlar, zor anlarda bile sakin kalıp sağlıklı karar verebilirler.

– Başkalarının duygularını okuyabilen insanlar, daha derin ve anlamlı ilişkiler kurabilirler.

– İnsanların duygularına duyarsız olanlar, uzun vadede sosyal ilişkilerinde başarısız olurlar.

– İnsan ilişkilerinde ustalaşmak, akademik başarıdan çok daha büyük bir yaşam avantajı sağlar.

– Başkalarının duygularına duyarlılık göstermek, liderlik becerilerinin ayrılmaz bir parçasıdır.

– Zeki olmak başarı için yeterli değildir; asıl önemli olan, duygularımızı nasıl yönettiğimizdir.

– Öz denetim, anlık dürtüleri kontrol edebilme yeteneğidir ve uzun vadeli başarı için gereklidir.

– Bir insanın duygusal zekâsı ne kadar gelişmişse, sosyal uyumu ve başarısı da o kadar yüksek olur.

– Duyguların esiri olmak, insanın özgürlüğünü kısıtlar; onları yönetebilmek ise gerçek gücü getirir.

– Kendi duygularının farkında olmayan bir insan, başkalarının duygularını anlamakta da zorluk çeker.

– Gerçek liderlik, insanları korkutarak değil, onları anlayarak ve ilham vererek kazanmakla mümkündür.

– Çevresindeki yaşamları ve bir başkasının duygularını tam anlamıyla yaşayabilme kapasitesini kaybeder kişi.

– Başarıyı belirleyen şey yalnızca zekâ değil, kişinin azmi, sosyal becerileri ve duygularını yönetme gücüdür.

– Empati, yalnızca karşımızdakinin hislerini anlamak değil, aynı zamanda onların perspektifinden dünyaya bakabilmektir.

– Geleceği geçmişin hüzünlü bir taklidi olmaktan çıkarmak için kendi zihinlerimizi değiştirmemiz gerekiyor. (İyilik Gücü)

– En dinlendirici ortamlar doğadadır. Başkalarının düşüncelerinden gelen sesin kendi iç sesinizi boğmasına izin vermeyin.

– Dijital alem denetlenmesi zor olan vahşi bir ortam, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı bir pembe dizidir. (Şeffaflık)

– Bir lider, başkalarının potansiyelini görebilen ve onlara bu potansiyeli açığa çıkarmaları için ilham verebilen kişidir.

– Empatinin kökeni özbilinçtir; kişi duygularına ne kadar açıksa, başkalarının hislerini okumayı da o kadar iyi becerebilir.

– Güven ve şeffaflık her zaman birbirine bağlıdır. Şeffaflık olmazsa insanlar liderlerinin sözlerine güven duyamaz. (Şeffaflık)

– Kendisinin ne hissettiği hakkında hiçbir fikri olmayanlar, çevrelerindeki kişilerin ne hissettiğini anlamaktan tamamen acizdirler.

– İnsanlar başarısızlıklarını kendilerindeki bazı değişmez eksiklere bağlıyorlarsa, umutlarını kaybedip çaba harcamaktan vazgeçerler.

– Eyleme karşı çıkın, ama kişiyi sevin ve değişmesine yardım etmek için elinizden geleni yapın. Eyleme karşı çıkarken bile … Eyleyene şefkat gösterin. Bağışlamanın sevgimesajlarim.com asıl anlamı, kişiye karşı öfke beslememek, ama yaptığı şeyi de kabul etmemektir. (İyilik Gücü)

– Bir araştırmada, insanlar yuvasından olmuş bir öksüzün ıstırabı karşısında ne kadar hüzünlenirlerse, para bağışlama, hatta –kendilerini ondan sosyal bakımdan çok uzak hissetseler bile– geçici bir barınak sunma eğilimlerinin o kadar arttığı görülmüştür. (Sosyal Zeka)

– Acıların dağlanması da bireyi yenilgiye uğratan özelliktedir. Eğer baskılanma çok fazla ise, acılar dışarı sızarlar. Çevresindeki yaşamları ve bir başkasının duygularını tam anlamıyla yaşayabilme kapasitesini kaybeder kişi. Yaratıcı yanı ona acının farkındalık bölgesinde olmamasına rağmen saklanma halinde pusuya yatmış olduğunu söyler.

Etiketler:

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz