Charlotte Brontë (1816-1855), İngiliz edebiyatının en önemli yazarlarından biridir. Viktorya döneminin en etkileyici romanlarından biri olarak kabul edilen Jane Eyre adlı eseriyle tanınır. Eserlerinde güçlü kadın karakterler, toplumsal eleştiriler ve bireysel özgürlük temaları öne çıkar.

Brontë, Yorkshire, İngiltere’de doğdu ve küçük yaşta annesini kaybetti. Kardeşleri Emily ve Anne Brontë de kendisi gibi edebiyatla ilgileniyordu. Yazı hayatına şiirle başladı, ancak asıl ününü romanlarıyla kazandı. Jane Eyre (1847), yetim bir kızın bağımsızlık mücadelesini ve aşkını anlatırken, toplumsal sınıflar ve kadın hakları gibi konulara da değinir. Diğer önemli eserleri arasında Shirley (1849) ve Villette (1853) yer alır.

Charlotte Brontë Sözleri Kısa

– Sessizlik, bazen en güçlü çığlıktır.

– Gerçek güç, sessiz ve derinden gelir.

– İnsan ruhu, sınırlarını zorladıkça güçlenir.

– Bağımsızlık olmadan mutluluk mümkün değildir.

– Düşlerimiz, bizi hayatta tutan en büyük umuttur.

– Her kayıp, bir ders; her yara, bir hatıra bırakır.

– Aşk, bazen en karanlık yollarda bile ışık olabilir.

– Düş kırıklıkları, ruhun daha güçlü olmasını sağlar.

– Gözyaşları, bazen kelimelerin anlatamadığını söyler.

– Aşk, ruhun en asil fedakârlıklarını yapmasını sağlar.

– Ruhun en büyük isyanı, özgürlük için verdiği savaştır.

– Zorluklar, insanın kendini yeniden yaratmasını sağlar.

– İnsan, kendi ruhuyla yüzleşmediği sürece özgür olamaz.

– Yüreğin sesini bastırmak, hayatın özünü inkâr etmektir.

– Güzellik, yalnızca gözle değil, ruhla da algılanmalıdır.

– Bazı yollar, yürümeye cesaret edene yeni dünyalar sunar.

– Gerçek sevgi, sadece tutkuyla değil, sabırla da sınanır.

– Zorluklar, insanın içindeki gücü keşfetmesine yardım eder.

– Gerçek dostluk, en zor anlarda bile dimdik ayakta kalandır.

– En büyük zafer, insanın kendi içindeki korkuları yenmesidir.

– Kadınlar da erkekler gibi hisseder, düşünür ve yaşamak ister.

– Sevgi, her zaman bir seçimdir; fedakârlıkla ve sabırla büyür.

– Hayallerimiz ne kadar büyükse, yolculuğumuz da o kadar zor olur.

– Gerçek sevgi, şartlara bağlı değildir; zamana karşı koyabilendir.

– Bazı yaralar zamanla iyileşmez, sadece onlarla yaşamayı öğreniriz.

– Geçmişi unutmak mümkün değildir, ama onunla barış yapmak mümkündür.

– Çok zaman onun yanında, diken değil de gül olmak geliyordu içimden.

– Kendi ışığını keşfeden biri, başkalarının gölgesine ihtiyaç duymaz.

– Bir kalbin derinliğini anlamak, sadece gözle değil, ruhla mümkündür.

– İç huzur, dış dünyada ne kadar fırtına koparsa kopsun, korunmalıdır.

– Kendi içindeki gücü keşfetmeyen biri, asla gerçek özgürlüğü tadamaz.

– Kendi kaderini yazamayan, başkalarının yazdığı hikâyede figüran olur.

– Bir insanı gerçekten tanımak, onun sessizliklerini dinlemeyi bilmektir.

– Gerçek dostluk, mesafelerden etkilenmez; kalplerin yakınlığıyla beslenir.

– Bir kalp kırıldığında, onu eskisi gibi bir araya getirmek mümkün değildir.

– Bazı insanlar bizimle sadece bir süre kalır, ama izleri ömür boyu silinmez.

– Bazen en karanlık anlarımız, içimizdeki en büyük ışığı keşfetmemizi sağlar.

– Aşk, bazen bir çiçek kadar narin, bazen de bir fırtına kadar yıkıcı olabilir.

– Her insanın içinde uyuyan bir kahraman vardır, önemli olan onu uyandırmaktır.

– Aşk, özgürlüğü kısıtlayan bir zincir değil, onu daha da anlamlı kılan bir kanattır.

– Etrafındaki insanlar tarafından sevilmek, varlığınla onları mutlu etmek ne güzeldi!

– Unutmayın ki, karşınızdakini nasıl yargılarsanız, siz de öyle yargılanacaksınız.    

– Hayatın bize sunduğu en büyük armağan, onu nasıl yaşayacağımızı keşfetme özgürlüğüdür.

– Yoksulum, kimsesiz, ufak tefek, gösterişsizim diye duygusuz, ruhsuz muyum sanıyorsunuz?

– Adetli vermeliyiz; öyle ki, bize vuran kişi bunu bir daha yapmaması gerektiğini öğrensin.

– Düşmanlık besleyemeyecek ya da kötülüklerin kaydını tutamayacak kadar kısa geliyor bana bu hayat.

– Öyleyse üzüntüye neden kaptıralım kendimizi, mademki ömür kısa, ölüm de mutluluğa giden bir yoldur.

– Ben bir kuş değilim ve hiçbir ağ beni kapana kıstıramaz: Ben kendi bağımsız iradesine sahip, özgür bir bireyim!

– Artık etten kemikten bir insan değildim, mermer bir heykel olmuştum. Gözlerim soğuk, parlak birer taşa dönüşmüştü.

– İnsan mükemmel doğar ama kendini kusurlu hale getirir. En parlak yıldızların üzerinde bile leke vardır. Hatasız insan olmaz.

– Ömrümde ilk defa öç almanın tadını duyuyordum. Bu, ilk içildiği zaman kanı kaynatıp başı döndüren kokulu bir şaraba benziyordu.

– Bütün dünya senden nefret edip seni kötü diye tanısa bile senin kendi vicdanın rahat, suçsuz olduğu sürece hiç arkadaşsız kalmazsın.

– Ama en büyük yıkıntım sözle anlatılmaz bir ruh perişanlığıydı. Gözlerimden durup durup sessiz yaşlar boşanmasına yol açan bir çöküntü.

– Fakirlik onların indinde; az yiyecek, eski püskü elbiseler, kaba hareketler ve kötü adetlerden ibarettir. Fakirlik bence alçalmak demekti. 

– Dayanıklılığa, kararlılığa, çalışkanlığa, zekâya sonsuz saygım vardır; çünkü insanı büyük başarılara, yükseklere götüren yol bu özelliklerdir.

– Katı insanlar kim olurlarsa olsunlar, yıldızların parlaklığını ve yaratıcısını görmezler.Fakat onun üzerindeki ufak tefek lekeleri görürler. 

– Okumaya çalıştım ama okuduğumdan hiçbir şey sevgimesajlarim.com anlayamıyordum ki! Her zaman severek okuduğum sayfalarla gözlerimin arasına şimdi düşüncelerim giriyordu.

– Cahil kişilerin ruhu gübrelenmemiş, sürülmemiş topraklar gibi katıdır. Ön yargılar bu ruhlara, kaya diplerinde biten otlar gibi sımsıkı yapışır, inatla büyürler.

– Biraz düşündüm. Eğer fukaralık büyükler için korkunçsa çocuklar için felaket sayılırdı. Çocuklar fakir fakat çalışkan ve hürmete layık insanların da bulunabileceğini tahmin edemezler. 

– Bana defalarca, aşk için değil çalışmak için dünyaya geldiğimi söyledi. Bunlar doğru ama ben eğer aşk için yaratılmamışsam evlenmek için de yaratılmamışımdır. Beni yalnızca yararlı bir alet gibi gören bir adamın karısı olmak garip değil mi?