Stefan Zweig Sözleri
Stefan Zweig, Avusturyalı bir yazardır. 1881 yılında doğmuş ve 1942 yılında yaşamına son vermiştir. Zweig, öyküler, romanlar, denemeler ve biyografiler yazmıştır. Eserleri genellikle insan psikolojisi, toplumsal değişimler ve tarihi olaylar üzerine odaklanır.
Stefan Zweig Kitap Alıntı Sözleri
– Az anlamak ters anlamaktan iyidir.
– Huzur yalnızca toprağın altındadır.
– Herkes en azından bir parça delirir.
– Uçuruma dans ederek düşmek istiyordu.
– İnsanlar, insanlar, bana ne insanlardan?
– Verdiğim söz benim için en önemli yasadır.
– Vicdan hatırladıkça hiç bir suç unutulmaz.
– Karşı durmayan herkes suç ortağı demektir.
– Tokluk da açlıktan daha az kışkırtıcı değildir.
– Belli bir hedefi olmayan her hayat bir hatadır.
– Bir topluluk ne kadar berraksa, o kadar iyidir.
– İçerdeki gözyaşları dışarı akandan daha fenadır.
– Yarın, ne kadar yakın ve ne kadar sonsuzca uzaktı.
– Bu suskunluk, bütünüyle içten gelen tiz bir çığlıktı.
– Satranç aşk gibidir. Tek başına daha az eğlencelidir.
– Bahtsızlık, insanı alıngan, acı çekmek insafsız yapar.
– Yaşlanmak, artık geçmişten korkmamaktan başka nedir ki.
– Birisi barışı başlatmalı, tıpkı savaşı başlattığı gibi.
– Suçluydum çünkü çevremdeki insanlardan daha akıllıydım.
– İnsanları yargılamaktansa onları anlamayı tercih ederim.
– Hayat, nazik ve devasadır, anaç ve kadınsıdır, sevgi doludur.
– Bir tek saatin kaybettirdiği şeyi, bin yıl geri getiremez.
– Büyük dehalar düzeni, daha küçükler ise insani olanı kurar.
– Şanssızlık, insanı alıngan; sürekli acı ise adaletsiz kılar.
– Dizginleyemediğimiz alevin tövbesi, alevleri de içinde eritir.
– Gözler az gördüğü, kulaklar az duyduğu ölçüde hayal gücü artar.
– İnsan gençken yalnızca başkalarının hastalanıp öleceğini düşünür.
– Etle ruh arasında çatışan sonsuz beşeri uyuşmazlık asla yatışmaz.
– İnsanları yargılamaktan değil, anlamaya çalışmaktan zevk alıyorum.
– Bir insanın gerçek değeri, ne aldığı değil, ne verdiğiyle ölçülür.
– Bazen sessizlik, en derin duyguları ifade etmenin en güçlü yoludur.
– İnsan, geçmişindeki hataları unutmadan, geleceğe umutla bakmalıdır.
– İnsanlar her zaman kendilerine en yabancı olan şeye hayran olurlar.
– İnsanın elinde kalan tek hak, canı istediği biçimde geberebilmektir.
– Hep iki yüzlü davranmak, düşündüklerini hep saklamak ne korkunç şey!
– Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar.
Stefan Zweig Sözleri Aşk
– İnsanın vicdanı hatırladığı müddetçe hiç bir hata unutulmuş değildir.
– Her şey gibi zamanda tarihin ölçüsüyle değil kendi ölçüsüyle düşünür.
– Aşk sessizliktir, huzurlu bir sessizlik, dindiren soğuk bir özlemdir.
– Ve insan, ölümün gölgesi üzerine düşmüşse eğer, artık yalan söylemez.
– Bir insan kendini sınırladığı ölçüde sonsuzluğa da yaklaşmış demektir.
– Mantığı kadına ne söylerse söylesin, hisleri ona gerçeği anlatacaktır.
– Hayat, mucizeleri sevse de; gerçek, mucizeler konusunda cimri davranır.
– Bastığınız bir karış toprağa vatanım diyemedikten sonra yaşamak neye yarar.
– Siyah olan ben, beyaz olan ben’in yapacağı her hamleyi heyecanla bekliyordu.
– Yaşamın en büyük acısı, kaybettiklerimiz değil, asla sahip olamadıklarımızdır.
– Bir insanın hafızasının önemi, geleceğe olan güveninin doğrudan bir ölçüsüdür.
– Her şeyinizi kaybettiğinizde elinizde kalan son şey için umutsuzca savaşırsınız.
– Sahi nereye olduğunu bilmeden saatlerce yürüten o derdi kime nasıl anlatacaksın.
– Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık.
– Silah, fiziksel açıdan güçsüz olanların kendilerini güvende hissetmelerini sağlar.
– Bazı insanlar, hayatlarının tümünü geçmişlerine esir olmuş bir şekilde geçirirler.
– İnsanın zenginliği, sahip olduklarında değil, ihtiyaç duymadıklarında yatmaktadır.
– Söz konusu başkalarının derdi olunca nasıl da hep daha zeki ve daha nesnel oluruz.
– Gerçek bir dost, sadece iyi günlerde değil, zor zamanlarda da yanınızda olan kişidir.
Stefan Zweig Satranç Sözleri
– Yaşamın en büyük zenginliği iç huzuru, iç huzurun en büyük düşmanı da huzursuzluktur.
– Yarım yamalak bir gerçeğin hiçbir değeri yoktur, asıl önemli olan bütünsel gerçeklerdir.
– Yaşamda önemli olan, ne kadar çok nefes aldığınız değil, ne kadar çok anı yaşadığınızdır.
– İç huzur, sadece dış koşulların mükemmel olmasından değil, içsel denge ve kabulden gelir.
– Ölümünden sorumlu olduğum tek bir insan bile olsaydı, bunun hesabını vicdanıma veremezdim.
– İçimdeki bir şey haklı çıkmak istiyordu ve savaşabildiğim tek şey içimdeki bu öteki ben’di.
– Vazgeçilen şey artık öylesine kaybolmuştur ki, acı olarak hissettirir kendini ve acı verir.
– Ama dediğim gibi bütün acılar korkaktır. Yaşama karşı duyulan aşırı arzu karşısında acı geriler.
– Hayır, bu bir avuç özgürlüğünü, yaşamının bu aşılmazlığını hiçbir bedele satmaya niyetli değildi.
– Bağışla beni, eğer kalemimin mürekkebine arada sırada bir damla acı da karışıyorsa, evet bağışla.
– İnsanın konuşacak kadar zekâya, ya da susacak kadar akla sahip olmaması büyük bir talihsizliktir.
– Zaman, insanın gerçek karakterini ortaya çıkarır; sıkıntılar onu test eder ve sevgi onu iyileştirir.
– Size ait değilim artık, içinizden biri değilim, ama yükseklerde ama diplerde dışınızda bir yerlerdeyim.
– İçimin bir zamanlar ne kadar ölü olduğunu asla bilmediler. Şimdi nasıl çiçek açtığımı da asla anlamayacaklar.
– Çevremdeki korkunç hiçliğin beni boğmaması için, kendimi siyah ve beyaza bölmeyi en azından denemek durumunda kaldım.
– Uyruk olmaktan bir türlü kurtulamayan insanlar, verilen buyruklara hep boyun eğerler, yazgının çağrısına kulak asmazlar.
– Her insanın hayatındaki mutluluk anları belirgindir. İşte bunlar herkesin önünde duran aynı kapıya çıkan farklı yollardır.
Stefan Zweig Sözleri Pinterest
– İktidar hırslıları için düşünce ve fikir değil, sadece güç önemlidir, onurları değil, sadece ele geçirecekleri ganimet önemlidir.
– İnsanın kendini anlayabilmesi için yalnızca kendini gözlemlemesi yeterli değildir. Yalnızca kendi göbeğine bakan dünyayı göremez.
– Beni teselli edecekler ve birtakım sözcükler söyleyecekler, sözcükler, sözcükler; fakat ne yardımı dokunabilir ki sözcüklerin bana?
– Suskunluğun siyah okyanusundaki cam fanuslu bir dalgıç gibi yaşıyordu insan, bütün yalnızlar gibi özgür ve bütün özgürler gibi yalnız.
– İnsanı çıldırtana kadar boşlukta dönüp duran hep aynı düşüncelerin insanı nasıl yiyip bitirdiğini ve yıktığını kimse kimseye anlatamaz.
– Her şeyi öyle doğal, öyle büyük bir heyecanla anlatıyordu ki yaptıkları bir rezaletten çok geçirdiği bir nöbetin, bir hastalığın hikâyesi gibiydi.
– İnsan, kendisini dış evrene bağlayan halatın kopmuş olduğunu ve o sessiz derinlikten hiç bir zaman yukarı çekilmeyeceğini ayrımsayan bir dalgıç gibi.
– Bize bir şey yapmadılar, tam bir boşluğun içine yerleştirdiler bizi, dünyada hiçbir şeyin insan ruhuna hiçlik kadar baskı kuramayacağını herkes bilir.
– Yüreği hep yaşadığı anın içinde kayboluyordu, gerçeği söylerken yalan söylüyor, kandırmak isterken dürüst davranıyordu; tek bildiği, ne hissettiğiydi.
– Yüreği hep yaşadığı anın içinde kayboluyordu, gerçeği söylerken yalan söylüyor, kandırmak isterken dürüst davranıyordu; tek bildiği, ne hissettiğiydi.
– Yaşamında ilk kez, yeryüzündeki en büyük kötülüklerin kaynağının vahşet ve kötü niyet değil, kişilerin yenemedikleri zayıflıkları olduğunu anlıyordum.
– Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan, bütün insanları anlar.
– Bir erkek açısından bir kadının çehresini yitirmek çok daha kolaydır, zira geçen yılların o çehrede yarattığı değişiklikler ışık ve gölge oyunu gibidir.
– Bize hiç bir şey yapılmadı, yalnızca tam bir hiçliğin içine koyulduk, çünkü bilindiği gibi dünyada hiçbir şey insan ruhunu hiçlik kadar baskı altına alamaz.
– İnsanlar, büyük bir hayranlık duydukları ve kendisinden pek çok şey bekledikleri bir adam tarafından sinsice aldatıldıklarını görünce, onu asla bağışlamazlar.
– Alçak ruhlu insanlar, bir prensin koskoca bir talihi olmasını görürler de kendileriyle zincire vurulmuş kimselerin en ufak bir özgürlük elde etmesini sindiremezler.
– Kitaplar yalan söylememişti. Burası, onlara sevgimesajlarim.com ulaşamadığı için çoğu zaman kuşkuyla yaklaştığı, bütün o maceraların gerçek olduğu yerdi; yaşantı, macera, yazgı buradaydı.
– Soğuktan titreyen garip bedenini ısıtacak birine ihtiyacı vardı, bedeni yalnızca boşluk ve soğuktan ibaretti. Ruhu ölmüştü zaten, geriye kalan tek şey bedeninin de ölmesiydi.
– Ah, ne delilikler yaptım bir bilsen! Elinin değdiği kapı tokmağını öptüm, dairene girmeden önce fırlatıp attığın izmaritini çaldım ve onu, dudakların değmiş olduğu için kutsal bir nesne saydım…
– İnsanoğlunun düşünüp bulduğu oyunlar arasında, rastlantının her türlü despotluğuna karşı koyan ve zafer kupalarını yalnızca akla ya da daha çok tinsel yeteneğin belirli bir biçimine veren tek oyun.
– Dünyanın en önemli şeyi, insanın kendi kendisi olmayı bilmesidir. İnsanı soylu kılan, makam, kanın ayrıcalığı, yeteneği değil, kişiliğini korumayı ve kendine özgü biçimde yaşamayı başarma ölçüsüdür!
– Varlığımın etrafına mutlak bir hiçlik inşa edilmişti… Yapacak, işitecek ve görecek bir şey yoktu, her yerde ve kesintisiz şekilde hiçlik hüküm sürüyordu, sadece mutlak bir uzamsızlıkta ve zamanın olmadığı bir boşluk.
Henüz yorum yapılmamış.